DENEYSEL İKTİSAT
ELEŞTİRİSİ
PROF.DR.COŞKUN CAN AKTAN
Bu sunum aşağıdaki kaynaktan hazırlanarak hazırlanmıştır.
C.C. Aktan ve S. Yay, Deneysel İktisat, Divan Kitabevi, 2019.
Sunumu Hazırlayan: İbrahim Halil Ağlamaz
“Mevcut iktisat eğitimi gerçek dünya ile alakası
olmayan ve havada uçan bir teorik sistem
üzerine kuruludur… İktisat geçen yıllar boyunca
gerçek dünyadan giderek kopmuştur.
İktisatçıların büyük çoğunluğu, gerçekte iktisadi
sistemin nasıl faaliyet gösterdiği ile
ilgilenmemektedirler. Bir iktisatçı bir at
konusunda araştırma yaptığında gidip atın
sırtına binerek araştırma yapmak yerine
masasında oturup ‘eğer ben at olsaydım nasıl
davranırdım’ diye düşünerek çalışma
yapmaktadır.”
Ronald H. Coase
Her ne kadar sosyal bilimlerin muhtelif alanlarında
deneylerden yararlanılmasının uygun olmadığını savunan ya
da bu tür çalışmalara şüphe ile yaklaşan bilim insanları olsa da
bugün itibariyle deneysel iktisat hiç şüphesiz bütün itirazlara
ve eleştirilere karşı sağlam gerekçelerle ve ciddi bilimsel
araştırmalarla yerini fazlasıyla sağlamlaştırmıştır. Mesele artık
“iktisat biliminde deneysel araştırmalar yapılabilir mi?”
sorusunu fazlasıyla aşmıştır.
İktisat biliminde ciddi
deneysel araştırmalar
yerine “deneycilik”
yapılması ve bunun
yaygınlaşıyor olması iktisat
bilimini özünden ve
ruhundan koparmaz mı?
Bilimcilik adı altında
yapılan deneycilik iktisat
biliminin gelişmesine ne
katkı sağlar?
Buna benzer bir durum
“iktisadın
matematizasyonu”
konusunda
yaşanmamış mıdır?
İktisat biliminde aşırı
matematik ve istatistik
kullanılması iktisat
bilimini yörüngesinden
saptırmamış mıdır?
Aynı endişeleri
deneysel iktisat için de
dile getirmek doğru
değil midir?
Kanaatimizce iktisat biliminde aşırı
matematiksel araştırmaların
yapılmasının ortaya çıkardığı sorunlar
deneysel iktisat araştırmaları için de
söz konusudur.
İktisadi araştırmalarda yapılan deneysel
çalışmaların en önemli katkısı iktisat teorilerinin
ne derece geçerli olduğu sorusunun cevabını
bulmamıza yardımcı olmasıdır.
Ancak deney ve ölçme konusundaki araştırmaların
gözleme dayalı araştırmalara mutlak üstünlüğü iddia
edilerek iktisat biliminin özellikle felsefi-tarihsel-kurumsal
temellerinin asla ihmal edilmemesi gerekir.
Unutulmamalıdır ki,
gerçeği araştırmamızda
“deneyimsel gözlemler”
kimi zaman “deneysel
araştırmalardan” çok
daha hızlı ve yararlı
sonuçlar ortaya
çıkarabilir.
Matematiksel iktisat gibi deneysel
iktisat da nihayetinde bir
araştırma metodolojisidir. Önemli
olan deneysel ve ampirik
araştırmaların “aşırılığa”
kaçmadan bilerek, yerinde,
zamanında, uygun çerçeve içinde
kullanılması ve uygulanmasıdır.
İktisat ne tamamen mekanik ne
de biyolojik bir bilimdir. İktisat
fiziki ya da doğa bilimi değil,
sosyal bir bilimdir. Bu nedenle de
iktisadın asıl kucaklaşması
gereken bilimler yakın
komşularıdır. Felsefe, sosyoloji,
ahlak, tarih ve kurumsal
çalışmalar…
İktisat ne bütünüyle
matematiksel ne de
deneysel bir bilimdir;
dolayısıyla “iktisat,
deneysel bir bilim
olacaktır” öngörüsünde
bulunmanın çok
gerçekçi olmadığını
söyleyebiliriz.
Önemli olan ampirik
araştırmaların
(matematiksel ve
deneysel) iktisat
bilimini kendi özünden
ve ruhundan
uzaklaştırmamasıdır.
Önemli olan deneysel
iktisatta
“deneyselciliğin” basit
bir taklitçilik anlamına
gelen “deneyciliğe”
dönüşmemesidir.
Önemli olan
matematiksel iktisatta
yaşanan sorunun
(“matematiksel
formalizm”in
“matematikçiliğe”
dönüşmesi) bir
benzerinin deneysel
iktisat için
yaşanmamasıdır.
Teorik-analitik-ampirik yöntemlerin
hepsi birbirlerinin tamamlayıcısıdır.
Aynı şekilde matematik-ekonometrik-
deneysel vs. yöntemler iktisadın esası
ve amacı değil araçlarıdır. İktisadın
“kesin bilim” iddiası altında
matematikçilik-deneycilik altında
ezilmesi iktisada yapılmış büyük bir
haksızlıktır.
İktisatçıların deney yaparak
teorilerini güçlendirecek
sonuçlar ortaya koymaları
takdire değerdir ve alkışlanacak
bir çabadır. Vernon L. Smith,
Daniel Kahneman, Richard
Thaler, Charles Plott, Elinor
Ostrom, Alvin E. Roth ve daha
bir çok deneysel iktisatçıların
çalışmaları takdire ve övgüye
fazlasıyla layıktır. Ancak bu
değerli çalışmaların
matematiksel iktisatta olduğu
gibi genç iktisatçılar tarafından
"anlamsız" ve "değersiz" bir
şekilde kullanılması ve
uygulanması iktisat bilimine
yarardan çok zarar getirecektir. Richard Thaler
Charles Plott
İktisatta ampirik araştırmalar ve deneycilik gereksiz ve
yararsız değildir; tam tersine yerine göre uygun bilimsel
araştırma yöntemleridir. Ancak iktisadın ve sosyal
bilimlerin matematiksel-istatistik-ekonometri temelli
ampirik araştırmalar ve "deneycilik" istilası altında
ezilmesi ve yok olması tehlikesi gözden uzak
tutulmamalıdır.
Ekonometri benzeri bir disiplin olan “experimetrics”
bunun yeni bir örneğidir. “Experimetrics” adı verilen
tekniğin deneysel iktisat ile ekonometri disiplinlerinin
kesişim noktasında yer aldığı ifade edilmektedir.
Experimetrics, ekonometrinin istatistiksel ve
matematiksel altyapı ile iktisadi araştırmalarda
yapılan deneysel çalışmaların entegrasyonunu
sağlamaktadır. Kanaatimce bu ileri düzey
ekonometrik model ve deney çalışmaları muhtemelen
iktisat bilimini işin içinden çıkılmaz bir karmaşıklığa
ve gerçek-dışılığa sürükleyecektir.
Acaba deneyimsel
olarak pekala
anlayabileceğimiz ve
kavrayabileceğimiz
konuların ayrıca
anlamsız deneysel
araştırmalara tabi
tutulmasına gerek var
mıdır? Gerçeği
söylemek gerekirse bu
“deneyselcilik” değil
bilimcilik adı altında
yapılan“deneycilik”ten
başka bir şey değildir.
Deneysel oyun teorisi
adı verilen araştırma
programı oyun teorisi
ve deneysel iktisat
entegrasyonunu
sağlayan ciddi ve
takdire değer bir
çabadır. Bu alanda
yapılan ciddi
“deneyselcilik”
çalışamlarını elbette
alkışlamak gerekir.
John Forbes Nash
Bu “deneycilik oyunları” iktisada ne
katmaktadır? Örneğin, beleşçilik eğiliminin,
egoizm/alturizm güdülerinin, semiriyeli
çıkmazının, diktatör ya da ültimatom
oyunlarının, gönüllü katkı oyununun vs.
gerçekte iktisat bilimine sağladığı ciddi
katkılar var mıdır?
Sınıfta toplanan ya da sokaktan temin edilen
denekler üzerinden yapılan bu deneycilik
oyunları gerçekliğe ne kadar yakındır?
Birbirinden uzak bilgisayarların başında
oturup ardışık turlar halinde oynanan bu
oyunlardan ne kadar gerçekçi sonuçlar
beklenebilir?
Değer yargıları, felsefi ön kabuller ve
ideolojik eğilimlerden denekler ne kadar
arındırılabilir? Yapılan deneylerde yalan ve
aldatma eğilimlerine ne derece son
verilebilir?
Böylesine gerçeklikten uzak, yapay bir
ortamda yapılan deneylerden ne kadar doğru
sonuçlar elde edilebilir?
İktisat biliminde matematiksel
iktisat ve ekonometri ile
başlayan “ampirik araştırma
yöntemi” iktisat bilimini nasıl
yörüngesinden uzaklaştırdıysa
benzer tehlike deneysel iktisat
araştırmaları için de geçerlidir.
Ekonometrisyenlerin iktisat
bilimine kazandırdıklarından
fazla kaybettirdikleri olmuştur.
Şimdi aynı durum “deneyci
iktisatçıların” ya da başka bir
ifadeyle “beyaz önlüklü
laboratuvar iktisatçılarının”
deneysel araştırmaları için de
geçerlidir.
Oyun teorisi ve piyasa tasarımı
(market design) araştırma alanları
yanısıra deneysel iktisada da çok
önemli katkılar sunan Nobel
ekonomi ödülü sahibi (2012) Alvin E.
Roth’un şu cümlesini aklımızın bir
köşesinde muhafaza etsek iyi olur
“Ekonometrisyenlerin karşı
karşıya bulundukları potansiyel
tuzakların benzerleri deneyselciler
için de geçerlidir.”
Eğer bu potansiyel tuzaklara karşı
kendimizi korumaz isek ve
yaptığımız deneylerin içine yalan-
dolan-hile ve oyun karıştırırsak o
zaman yaptığımız işin adı
“deneyselcilik”olmaz,“deneycilik”
ya da “deneycilik oyunları” olur.
Deneycilerin bir kısım matematiksel iktisatçı ve
ekonometrisyenlerin yaptığı gibi bilimsellik adı
altında yaptıkları “bilimcilik” şarlatanlığından
mutlaka vazgeçmeleri gerekir. Alvin Roth’un
bir başka uyarısına tekrar kulak verelim:
“Deneyselciler kendi kendilerini kandırmaktan
kendilerini koruyacak tedbirleri almalıdırlar.”
Edward Leamer’in “Yalanı Ekonometriden
Atalım” makalesinden esinlenerek biz de
aşağıdaki uyarıyı yapmakta yarar
görüyoruz:
Ekonometrisyenlerin, davranışsalcıların ve
deneycilerin yalan-dolanla bezenmiş ama
sonuçta pembe tablo çizerek sundukları
araştırmalara aptal yerine koydukları
insanların inanmalarını bekleme
alışkanlığından artık uzaklaşmaları gerekir.
Çalışmamızı eşsiz zihinsel kapasitesi ile fizik ve mekanik
bilimlerine önemli katkılar sunan Nikola Tesla’nın (1856-1943)
sözleri ile tamamlayalım:
“Bugünün bilim insanları matematikten sonra deneylere
yöneldiler ve denklem üzerine denklemlere sarıldılar ve
sonunda gerçeklikle alakası olmayan bir yapı oluşturdular.”

DENEYSEL İKTİSAT ELEŞTİRİSİ

  • 1.
    DENEYSEL İKTİSAT ELEŞTİRİSİ PROF.DR.COŞKUN CANAKTAN Bu sunum aşağıdaki kaynaktan hazırlanarak hazırlanmıştır. C.C. Aktan ve S. Yay, Deneysel İktisat, Divan Kitabevi, 2019. Sunumu Hazırlayan: İbrahim Halil Ağlamaz
  • 2.
    “Mevcut iktisat eğitimigerçek dünya ile alakası olmayan ve havada uçan bir teorik sistem üzerine kuruludur… İktisat geçen yıllar boyunca gerçek dünyadan giderek kopmuştur. İktisatçıların büyük çoğunluğu, gerçekte iktisadi sistemin nasıl faaliyet gösterdiği ile ilgilenmemektedirler. Bir iktisatçı bir at konusunda araştırma yaptığında gidip atın sırtına binerek araştırma yapmak yerine masasında oturup ‘eğer ben at olsaydım nasıl davranırdım’ diye düşünerek çalışma yapmaktadır.” Ronald H. Coase
  • 3.
    Her ne kadarsosyal bilimlerin muhtelif alanlarında deneylerden yararlanılmasının uygun olmadığını savunan ya da bu tür çalışmalara şüphe ile yaklaşan bilim insanları olsa da bugün itibariyle deneysel iktisat hiç şüphesiz bütün itirazlara ve eleştirilere karşı sağlam gerekçelerle ve ciddi bilimsel araştırmalarla yerini fazlasıyla sağlamlaştırmıştır. Mesele artık “iktisat biliminde deneysel araştırmalar yapılabilir mi?” sorusunu fazlasıyla aşmıştır.
  • 4.
    İktisat biliminde ciddi deneyselaraştırmalar yerine “deneycilik” yapılması ve bunun yaygınlaşıyor olması iktisat bilimini özünden ve ruhundan koparmaz mı? Bilimcilik adı altında yapılan deneycilik iktisat biliminin gelişmesine ne katkı sağlar? Buna benzer bir durum “iktisadın matematizasyonu” konusunda yaşanmamış mıdır? İktisat biliminde aşırı matematik ve istatistik kullanılması iktisat bilimini yörüngesinden saptırmamış mıdır? Aynı endişeleri deneysel iktisat için de dile getirmek doğru değil midir?
  • 5.
    Kanaatimizce iktisat bilimindeaşırı matematiksel araştırmaların yapılmasının ortaya çıkardığı sorunlar deneysel iktisat araştırmaları için de söz konusudur. İktisadi araştırmalarda yapılan deneysel çalışmaların en önemli katkısı iktisat teorilerinin ne derece geçerli olduğu sorusunun cevabını bulmamıza yardımcı olmasıdır. Ancak deney ve ölçme konusundaki araştırmaların gözleme dayalı araştırmalara mutlak üstünlüğü iddia edilerek iktisat biliminin özellikle felsefi-tarihsel-kurumsal temellerinin asla ihmal edilmemesi gerekir.
  • 6.
    Unutulmamalıdır ki, gerçeği araştırmamızda “deneyimselgözlemler” kimi zaman “deneysel araştırmalardan” çok daha hızlı ve yararlı sonuçlar ortaya çıkarabilir.
  • 7.
    Matematiksel iktisat gibideneysel iktisat da nihayetinde bir araştırma metodolojisidir. Önemli olan deneysel ve ampirik araştırmaların “aşırılığa” kaçmadan bilerek, yerinde, zamanında, uygun çerçeve içinde kullanılması ve uygulanmasıdır. İktisat ne tamamen mekanik ne de biyolojik bir bilimdir. İktisat fiziki ya da doğa bilimi değil, sosyal bir bilimdir. Bu nedenle de iktisadın asıl kucaklaşması gereken bilimler yakın komşularıdır. Felsefe, sosyoloji, ahlak, tarih ve kurumsal çalışmalar…
  • 8.
    İktisat ne bütünüyle matematikselne de deneysel bir bilimdir; dolayısıyla “iktisat, deneysel bir bilim olacaktır” öngörüsünde bulunmanın çok gerçekçi olmadığını söyleyebiliriz. Önemli olan ampirik araştırmaların (matematiksel ve deneysel) iktisat bilimini kendi özünden ve ruhundan uzaklaştırmamasıdır. Önemli olan deneysel iktisatta “deneyselciliğin” basit bir taklitçilik anlamına gelen “deneyciliğe” dönüşmemesidir. Önemli olan matematiksel iktisatta yaşanan sorunun (“matematiksel formalizm”in “matematikçiliğe” dönüşmesi) bir benzerinin deneysel iktisat için yaşanmamasıdır.
  • 9.
    Teorik-analitik-ampirik yöntemlerin hepsi birbirlerinintamamlayıcısıdır. Aynı şekilde matematik-ekonometrik- deneysel vs. yöntemler iktisadın esası ve amacı değil araçlarıdır. İktisadın “kesin bilim” iddiası altında matematikçilik-deneycilik altında ezilmesi iktisada yapılmış büyük bir haksızlıktır.
  • 10.
    İktisatçıların deney yaparak teorilerinigüçlendirecek sonuçlar ortaya koymaları takdire değerdir ve alkışlanacak bir çabadır. Vernon L. Smith, Daniel Kahneman, Richard Thaler, Charles Plott, Elinor Ostrom, Alvin E. Roth ve daha bir çok deneysel iktisatçıların çalışmaları takdire ve övgüye fazlasıyla layıktır. Ancak bu değerli çalışmaların matematiksel iktisatta olduğu gibi genç iktisatçılar tarafından "anlamsız" ve "değersiz" bir şekilde kullanılması ve uygulanması iktisat bilimine yarardan çok zarar getirecektir. Richard Thaler Charles Plott
  • 11.
    İktisatta ampirik araştırmalarve deneycilik gereksiz ve yararsız değildir; tam tersine yerine göre uygun bilimsel araştırma yöntemleridir. Ancak iktisadın ve sosyal bilimlerin matematiksel-istatistik-ekonometri temelli ampirik araştırmalar ve "deneycilik" istilası altında ezilmesi ve yok olması tehlikesi gözden uzak tutulmamalıdır. Ekonometri benzeri bir disiplin olan “experimetrics” bunun yeni bir örneğidir. “Experimetrics” adı verilen tekniğin deneysel iktisat ile ekonometri disiplinlerinin kesişim noktasında yer aldığı ifade edilmektedir. Experimetrics, ekonometrinin istatistiksel ve matematiksel altyapı ile iktisadi araştırmalarda yapılan deneysel çalışmaların entegrasyonunu sağlamaktadır. Kanaatimce bu ileri düzey ekonometrik model ve deney çalışmaları muhtemelen iktisat bilimini işin içinden çıkılmaz bir karmaşıklığa ve gerçek-dışılığa sürükleyecektir.
  • 12.
    Acaba deneyimsel olarak pekala anlayabileceğimizve kavrayabileceğimiz konuların ayrıca anlamsız deneysel araştırmalara tabi tutulmasına gerek var mıdır? Gerçeği söylemek gerekirse bu “deneyselcilik” değil bilimcilik adı altında yapılan“deneycilik”ten başka bir şey değildir. Deneysel oyun teorisi adı verilen araştırma programı oyun teorisi ve deneysel iktisat entegrasyonunu sağlayan ciddi ve takdire değer bir çabadır. Bu alanda yapılan ciddi “deneyselcilik” çalışamlarını elbette alkışlamak gerekir. John Forbes Nash
  • 13.
    Bu “deneycilik oyunları”iktisada ne katmaktadır? Örneğin, beleşçilik eğiliminin, egoizm/alturizm güdülerinin, semiriyeli çıkmazının, diktatör ya da ültimatom oyunlarının, gönüllü katkı oyununun vs. gerçekte iktisat bilimine sağladığı ciddi katkılar var mıdır? Sınıfta toplanan ya da sokaktan temin edilen denekler üzerinden yapılan bu deneycilik oyunları gerçekliğe ne kadar yakındır? Birbirinden uzak bilgisayarların başında oturup ardışık turlar halinde oynanan bu oyunlardan ne kadar gerçekçi sonuçlar beklenebilir? Değer yargıları, felsefi ön kabuller ve ideolojik eğilimlerden denekler ne kadar arındırılabilir? Yapılan deneylerde yalan ve aldatma eğilimlerine ne derece son verilebilir? Böylesine gerçeklikten uzak, yapay bir ortamda yapılan deneylerden ne kadar doğru sonuçlar elde edilebilir?
  • 14.
    İktisat biliminde matematiksel iktisatve ekonometri ile başlayan “ampirik araştırma yöntemi” iktisat bilimini nasıl yörüngesinden uzaklaştırdıysa benzer tehlike deneysel iktisat araştırmaları için de geçerlidir. Ekonometrisyenlerin iktisat bilimine kazandırdıklarından fazla kaybettirdikleri olmuştur. Şimdi aynı durum “deneyci iktisatçıların” ya da başka bir ifadeyle “beyaz önlüklü laboratuvar iktisatçılarının” deneysel araştırmaları için de geçerlidir.
  • 15.
    Oyun teorisi vepiyasa tasarımı (market design) araştırma alanları yanısıra deneysel iktisada da çok önemli katkılar sunan Nobel ekonomi ödülü sahibi (2012) Alvin E. Roth’un şu cümlesini aklımızın bir köşesinde muhafaza etsek iyi olur “Ekonometrisyenlerin karşı karşıya bulundukları potansiyel tuzakların benzerleri deneyselciler için de geçerlidir.” Eğer bu potansiyel tuzaklara karşı kendimizi korumaz isek ve yaptığımız deneylerin içine yalan- dolan-hile ve oyun karıştırırsak o zaman yaptığımız işin adı “deneyselcilik”olmaz,“deneycilik” ya da “deneycilik oyunları” olur.
  • 16.
    Deneycilerin bir kısımmatematiksel iktisatçı ve ekonometrisyenlerin yaptığı gibi bilimsellik adı altında yaptıkları “bilimcilik” şarlatanlığından mutlaka vazgeçmeleri gerekir. Alvin Roth’un bir başka uyarısına tekrar kulak verelim: “Deneyselciler kendi kendilerini kandırmaktan kendilerini koruyacak tedbirleri almalıdırlar.”
  • 17.
    Edward Leamer’in “YalanıEkonometriden Atalım” makalesinden esinlenerek biz de aşağıdaki uyarıyı yapmakta yarar görüyoruz: Ekonometrisyenlerin, davranışsalcıların ve deneycilerin yalan-dolanla bezenmiş ama sonuçta pembe tablo çizerek sundukları araştırmalara aptal yerine koydukları insanların inanmalarını bekleme alışkanlığından artık uzaklaşmaları gerekir.
  • 18.
    Çalışmamızı eşsiz zihinselkapasitesi ile fizik ve mekanik bilimlerine önemli katkılar sunan Nikola Tesla’nın (1856-1943) sözleri ile tamamlayalım: “Bugünün bilim insanları matematikten sonra deneylere yöneldiler ve denklem üzerine denklemlere sarıldılar ve sonunda gerçeklikle alakası olmayan bir yapı oluşturdular.”