Eskişehir YESDİL   -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-       “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


ÜDS SOSYAL KELİMELER
1. abandon=            terk etmek, vazgeçmek, bırakmak
2. abate=              azaltmak, hızını kesmek
3. abrogate=           yürürlükten kaldırmak
4. abruptly=           aniden, ani ve nezaketsiz biçimde
5. absent=             yok, unavailable
6. absolute            tam, mutlak, kesin; tamamen
7. abstract=           soyut
8. absurd=             saçma, gülünç
9. abundant=           bol, çok
10. accessory=         tamamlayıc
11. accidentally=      kazara, yanlışlıkla
12. accentuate=        vurgulamak, emphasize, underline
13. acclaim=           bağırarak kendini göstermek
14. accommodate=       hizmet etmek, karşılamak
15. accident-prone=    kaza yapmaya yatkın
16. accomplish=        başarma, tamamlama
17. accompaniment=     eşlik etme, tamamlama
18. accord=            uzlaşma
19. accordingly=       buna gore
20. according to=      bir kişiye/şeye göre
21. accountant=        muhasebeci
22. accurate=          kesin, doğru, yanlışsız
23. accused=           sanık
24. accustomed=        alışkın, alışılmış, her zamanki
25. achieve=           başarma, elde etme
26. acknowledgement=   onay, kabul etme, tasdik
27. acute=             keskin (düşünce), şiddetli
28. adapt=             uyum sağlamak
29. addicted=          bağımlı, tiryaki
30. addiction=         bağımlılık
31. additional=        ilave, ek
32. adequate=          yeterli, uygun, elverişli
33. adjust=            ayarlamak, uydurmak, uymak
34. adjustable=        ayarlanabilir, uyarlanabilir
35. administrate=      yönetmek, idare etmek
36. admirable=         takdire değer
37. advanced=          ilerlemiş, ileri
38. affable=           agreeable=rahat, dostça, anlaşılabilir
39. affair=            olay, mesele, sorun
40. affectionate=      müşfik, sevecen
41. affluent=          wealthy, varlıklı
42. agreeable=         razı, hoş, iyi
43. aid=               yardım
44. aisle=             sıralar arası, yol, geçenek
45. alliance=          ittifak
46. ally=              müttefik, dost
47. allusion=          gönderme, dokundurma
48. alter=             change
49. ambiguous=         müphem, birden fazla anlama gelebilen


www.yesdil.com                      -1-
Eskişehir YESDİL        -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-      “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


50. amend=                 düzeltme, değiştirme
51. ample=                 gerektiğinden çok, bol
52. annual=                yıllık, yıldönümü
53. anticipate=            tahmin etmek, ve ona göre davranmak
54. apparel clothing=      kılık kıyafet
55. apparent=              açık, apaçık, belirli
56. appetite=              desire for food= iştah, arzu
57. apply=                 başvurmak, müracaat etmek, uygulamak
58. appreciate=            takdir etmek
59. apprehension=          korku, endişe; anlayış, kavrayış
60. approach=              yaklaşım, tarz
61. approval=              tasvip, onay; resmi izin
62. argue=                 tartışma, münakaşa, iddia etme
63. argument=              tartışma; sav, iddia
64. article=               makale, madde-fıkra; eşya-parça
65. artisan=               zanaatçı, esnaf
66. ashamed=               utanmak
67. assassinate=           suikast yapmak
68. asset=                 advantage= kıymetli şey, beceri, erdem
69. asset=                 servet; değerli nitelik
70. astonished=            hayret etmek, şaşkın olmak, şaşırmak
71. at once=               derhal; aynı anda
72. attack=                saldırmak
73. attainment=            achievement, başarı, elde etmek, marifet
74. attempt=               teşebbüs etmek, denemek
75. attract=               cezp etmek, çekmek
76. available=             elde edilebilir, müsait
77. avidity=               gayret, heves, hırs
78. award=                 ödül, mükafat
79. back and forth=        ileri geri
80. battle=                meydan savaşı
81. background=            geçmiş, tecrübe, arka plan
82. balance=               denge, dengelemek
83. barely=                zar zor, zorla
84. base=                  temel, esas; askeri üs
85. basis=                 temel, dayanak, öz
86. bear=                  dayanmak, tahammül etmek
87. beneficial=            faydalı
88. benefit=               fayda, yarar
89. blame=                 suç, suçlamak
90. blast=                 patlama
91. blatantly=             gizlemeye gerek görmeden, apaçık bir şekilde
92. blink=                 gözlerini kırpıştırmak
93. bloom=                 çiçek açmak
94. blossom=               çiçek açmak, canlanmak, gelişmek
95. blunder=               gaf, gaf yapmak
96. boost=                 artırmak, yükseltmek
97. boundary=              sınır
98. bound to=              zorunlu, kesin, mutlaka
99. border=                sınır


www.yesdil.com                          -2-
Eskişehir YESDİL      -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-             “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


100.   break off=           kırılıp ayrılmak, ilişiğini kesmek; birdenbire durmak
101.   break through=       cepheyi yarıp geçmek, büyük bir ilerleme, buluş
102.   briefly=             kısa (biçimde), kısaca (özet olarak)
103.   bring down=          indirim yapmak, düşürmek
104.   briskly=             quickly, energetically canlı ve istenilen tarzda; enerjik
105.   bruise=              berelemek, ezmek; bere, ezik
106.   brutality=           cruelty=vahşilik
107.   budget=              bütçe
108.   bump=                vurma, toslama; şiş, tümsek
109.   burglar=             (ev, dükkan) soyan hırsız
110.   bury=                gömmek, defnetmek; gizlemek, örtmek
111.   call at=             uğramak
112.   call off=            iptal etmek
113.   call on=             ziyaret etmek; talep etmek
114.   call up=             telefon etmek, askere çağırmak
115.   cannibalism=         yamyamlık, kendi türünü yeme
116.   capital punisment=   idam cezası
117.   caspian sea=         hazar denizi
118.   candidate=           aday, namzet
119.   capable=             yetenekli
120.   captivate=           büyüleme, esir etme, cezp etmek
121.   carry out=           yerine getirmek, gerçekleştirmek
122.   cautious=            ihtiyatlı, tedbirli
123.   cease=               sona ermek, durmak
124.   chain of events=     olaylar zinciri
125.   chance=              şans, tesadüfen olmak
126.   charge=              ücret; itham; hamle; şarj
127.   charity=             sadaka; hayırseverlik, hayır kurumu
128.   cheer=               neşe, tezahürat
129.   chest=               sandık, kutu, göğüs
130.   chemist=             kimyager; eczacı
131.   choice=              seçenek, alternatif, tercih
132.   choir=               koro
133.   civic=               yurttaşlık, vatandaşlık ile ilgili
134.   claim=               iddia etmek
135.   clammy=              yapış yapış; soğuk nemli
136.   clarify=             açıklığa kavuşturmak
137.   clear=               temizlemek, aklamak, net, berrak
138.   clerk=               memur, tezgahtar, sekreter
139.   cliff=               uçurum, sarp kayalık
140.   clog=                tıkamak, tıkanmak; takunya
141.   coherent=            tutarlı
142.   coast=               kıyı
143.   coincidence=         tesadüf
144.   collar=              yaka; tasma
145.   collide=             çarpışma, çarpma
146.   combat=              savaşmak, mücadele etmek
147.   combine=             birleşmek, birleştirmek
148.   commendable=         övgüye değer
149.   commerce=            ticaret


www.yesdil.com                             -3-
Eskişehir YESDİL   -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-        “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


150.   common sense=   sağduyu
151.   compare=        mukayese etmek
152.   compensation=   bedel, tazminat, telafi
153.   compete=        yarışmak; rekabet etmek
154.   competent=      ehil, yetenekli, yetkili
155.   competition=    yarışma, rekabet, sınama
156.   complaint=      şikayet etmek
157.   complete=       tamamlamak; tamamen
158.   composed=       birleşmiş; bestelenmiş
159.   compromise=     uzlaşmak
160.   comprehend=     anlamak, kapsamak, içine almak
161.   conceal=        gizlemek, saklamak, örtmek
162.   concession=     taviz, ödün, ayrıcalık, imtiyaz
163.   condense=       yoğunlaşma; sıvıya dönme
164.   confidence=     güven, itimat
165.   confidence=     kendine güven
166.   conquer=        fethetmek
167.   confidential=   secret=gizli, sır
168.   confirm=        teyit etmek, pekiştirme, onaylama, sürekli, müzmin
169.   confiscated=    seized=haczetmek; istimlak etmek
170.   conflict=       çelişmek
171.   congratulate=   tebrik etmek
172.   conscientious   vicdanlı
173.   consequence=    netice; önem
174.   conserve=       koruma muhafaza etme
175.   consider=       hesaba katmak; göz önünde tutmak; saymak
176.   considerably=   epeyce, oldukça
177.   constant=       devamlı, sürekli
178.   consist of=     müteşekkil olmak, oluşmak
179.   consistently=   mütemadiyen, devamlı
180.   constitute=     teşkil etmek, tesis etmek; tayin etmek
181.   constitution=   anayasa
182.   constructive=   yapıcı
183.   contestant=     yarışmacı
184.   contentment=    tatmin, memnuniyet
185.   contribution=   katkı
186.   convince=       ikna etmek
187.   consumer=       tüketici
188.   convenience=    uygunluk
189.   candidate=      aday, namzet
190.   capable=        yetenekli
191.   captivate=      büyüleme, esir etme, cezp etmek
192.   carry out=      yerine getirmek, gerçekleştirmek
193.   cautious=       ihtiyatlı, tedbirli
194.   cease=          sona ermek, durmak
195.   chance=         şans, tesadüfen olmak
196.   charge=         ücret; itham; hamle; şarj
197.   charity=        sadaka; hayırseverlik, hayır kurumu
198.   cheer=          neşe, tezahürat
199.   chemist=        kimyager; eczacı


www.yesdil.com                       -4-
Eskişehir YESDİL       -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-       “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


200.   choice=            seçenek, alternatif, tercih
201.   choir=             koro
202.   clammy=            yapış yapış; soğuk nemli
203.   clarify=           açıklamak, açıklık getirmek
204.   clear=             temizlemek, aklamak, net, berrak
205.   clerk=             memur, tezgahtar, sekreter
206.   cliff=             uçurum, sarp kayalık
207.   clog=              tıkamak, tıkanmak; takunya
208.   coast=             kıyı
209.   coincidence=       tesadüf
210.   collar=            yaka; tasma
211.   collide=           çarpışma, çarpma
212.   combine=           birleşmek, birleştirmek
213.   commerce=          ticaret
214.   compare=           mukayese etmek
215.   compensation=      bedel, tazminat, telafi
216.   compete=           yarışmak; rekabet etmek
217.   competent=         ehil, yetenekli, yetkili
218.   competition=       yarışma, rekabet, sınama
219.   complaint=         şikayet etmek
220.   complete=          tamamlamak; tamamen
221.   composed=          birleşmiş; bestelenmiş
222.   compromise=        uzlaşmak
223.   conceal=           gizlemek, saklamak, örtmek
224.   concession=        taviz, ödün, ayrıcalık, imtiyaz
225.   condense=          yoğunlaşma; sıvıya dönme
226.   confidence=        güven, itimat
227.   confidence=        kendine güven
228.   confidential=      secret=gizli, sır
229.   confirm=           teyit etmek, pekiştirme, onaylama, sürekli, müzmin
230.   confiscated=       seized=haczetmek; istimlak etmek
231.   conflict=          çelişmek
232.   congratulate=      tebrik etmek
233.   conscientious      vicdanlı
234.   consequence=       netice ; önem
235.   conserve=          koruma muhafaza etme
236.   consider=          hesaba katmak; göz önünde tutmak; saymak
237.   considerably=      epeyce, oldukça
238.   consist of=        müteşekkil olmak, oluşmak
239.   consistently=      mütemadiyen, devamlı
240.   constitute=        teşkil etmek, tesis etmek; tayin etmek
241.   constitution=      anayasa
242.   contaminate=       kirletmek; zehirlemek, bozmak
243.   contented=         halinden memnun, mutlu
244.   cooperation=       işbirliği
245.   courteous=         nazik, kibar, saygılı
246.   coward=            korkak
247.   creative=          yaratıcı
248.   crime=             suç, cürüm
249.   criminal=          suçla ilgili; suçlu; cezalı


www.yesdil.com                          -5-
Eskişehir YESDİL       -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-       “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


250.   crooked=           eğri, çarpık, virajlı, hilekar
251.   crop=              mahsul
252.   cruelty=           zulüm, acımasızlık
253.   custom=            gelene
254.   corruption=        yolsuzluk, yozlaşma
255.   constant=          sürekli, devamlı
256.   contemporary=      çağdaş, güncel, yaşıt
257.   contaminate=       kirletmek; zehirlemek, bozmak
258.   contented=         halinden memnun, mutlu
259.   cooperation=       işbirliği
260.   course=            gidişat
261.   country widw=      ülke çapında
262.   coverage=          haber konusu olma, işlenme
263.   courteous=         nazik, kibar, saygılı
264.   coward=            korkak
265.   creative=          yaratıcı
266.   crime=             suç, cürüm
267.   criminal=          suçla ilgili; suçlu; cezalı
268.   crooked=           eğri, çarpık, virajlı, hilekar
269.   crop=              mahsul
270.   crowd=             kalabalık
271.   curriculum=        müfredat
272.   curious=           meraklı
273.   daily=             günlük gazete
274.   dabble=            su serpme; suyla uğraşmak
275.   damage=            zarar, zarar vermek
276.   deadline=          son teslim tarihi
277.   dealer=            satıcı, tacir
278.   decade=            on yıl
279.   decent=            saygın, aklı başında
280.   deception=         aldatma, hile
281.   deceptive=         aldatıcı, yanıltıcı
282.   decisive=          kesin, kararlı
283.   deceive=           aldatmak
284.   decline=           gerileme, zayıflama
285.   deduce=            sonuç çıkarmak
286.   deeply=            derinden, son derece
287.   dedicate=          adamak; ithaf etmek
288.   defeat=            yenme, bozguna uğratmak
289.   definition=        kesinlik, netlik
290.   deficient=         eksiz yetersiz, noksan
291.   delicate=          nazik, hassas, narin
292.   delight=           sevinç, zevk, haz,
293.   denial=            inkar, yok sayma
294.   deny=              inkar etme
295.   depict=            göstermek, dile getirmek
296.   deplore=           teessüf etmek, üzülmek
297.   dept=              borç
298.   desperate=         ümitsiz; gözü dünmüş
299.   despondent=        ümitsiz, meyus


www.yesdil.com                          -6-
Eskişehir YESDİL      -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-         “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


300.   determine=          belirlemek, tespit etmek azimli, kararlı
301.   detest=             nefret etmek, tiksinmek
302.   device=             alet, aygıt
303.   devote=             -e adamak
304.   diluted=            sulandırılmış, su katılmış
305.   diminish=           azaltmak, küçültmek, eksiltmek
306.   discipline=         disiplin
307.   discourteous=       nezaketsiz, kaba
308.   discreet=           saygılı, dikkatli ve nazik
309.   discretion=         basiret, sağduyu, tedbir, ihtiyat
310.   discuss=            tartışma, münazara etmek
311.   disease=            hastalık
312.   disgraced=          gözden düşmüş; itibarsız; yüz karası
313.   disgust=            iğrenme, tiksinme, midesini bulandırma
314.   dishonest=          sahtekar
315.   disintegrate=       parçalamak, bölünmek
316.   disposition=        eğilim, mizaç, düzen, tertip
317.   dispute=            tartışma
318.   dissolve=           çözmek, dağıtmak, yok olmak
319.   distinguish=        ayırmak, ayırt etmek, seçkin, ünlü, kendine yer edinmiş
320.   distrust=           güvenmemek
321.   ditch=              hendek, ark, kanal
322.   divert=             başka yöne çevirmek; saptırmak
323.   divide=             bölmek, ayırmak
324.   divulge=            ifşa etmek, açığa vurmak
325.   doubt=              şüphe, kuşku
326.   drift=              sürüklenmek
327.   drowsy=             sleepy uykulu, uyku veren
328.   duplicate=          copy= kopyasını yapmak
329.   dwindle=            giderek azalmak
330.   eagerness=          şevk, istek, arzu
331.   edge=               kenar; avantaj
332.   efficient=          verimli, randımanlı
333.   elevation=          kaldırma, yükseltme; terfi
334.   embark= (on)        gemiye binmek; başlamak
335.   embarrassment=      utanma, mahcubiyet
336.   emerge=             meydana çıkmak
337.   emit=               yaymak, çıkarmak
338.   employer=           iş veren
339.   encouraging=        teşvik edici, cesaretlendirici
340.   endearing=          sevdiren
341.   enhance=            değerini, gücünü, güzelliğini arttırma, süslemek,
342.   enlarge=            büyütmek, genişlemek
343.   enlighten=          aydınlatmak
344.   enthusiastically=   şevkle, hararetle
345.   envy=               kıskanma, gıpta etme
346.   equivocal=          ambiguous iki anlama gelebilen
347.   espionage=          casusluk
348.   essential=          gerekli
349.   examine=            tetkik, muayene etmek, sorguya çekmek


www.yesdil.com                           -7-
Eskişehir YESDİL      -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-      “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


350.   excessive=        aşırı, haddinden fazla
351.   exchange=         karşılıklı değişmek
352.   excuse=           mazeret
353.   exempt=           bağışık; muaf; hariç tutmak
354.   exhausted=        bitmiş, tükenmiş, yorgun
355.   exhibition=       sergi
356.   existence=        varlık
357.   exotic=           unusual
358.   expand=           genişle(t)mek, büyümek
359.   expedition=       yolculuk; sefer
360.   explicit=         açık, sarih
361.   explore=          keşif, inceleme gezisi
362.   explorer=         kaşif seyyah
363.   expose=           ifşa etmek; ışığa tutmak; korunmasız bırakmak, maruz
                         bırakmak; teşhir etmek
364.   exposure=         ifşa; korunmasızlık; poz
365.   extensive=        büyük, derin, kapsamlı
366.   extremely=        oldukça fazla
367.   fabric=           kumaş, doku
368.   fact=             gerçek, olgu
369.   faint=            donuk, baygın
370.   far=              uzak; çok
371.   fatigue=          yorgun, bitkin; yormak
372.   fearsome=         dehşetli, korkunç
373.   feasible=         yapılabilir, mümkün
374.   feeble=           zayıf, kuvvetsiz
375.   fever=            ateş, hararet; humma
376.   firing=           ateşleme; pişirme; işten atma
377.   fiscal=           mali
378.   flawless=         kusursuz, defosuz
379.   flee from=        kaçmak, firar etmek
380.   flip=             fiske atmak; keçileri kaçırmak; hayran olmak; küstah
381.   float=            yüzmek, su üstünde kalmak, bir şeyi oluruna bırakmak
382.   floor=            zemin
383.   fluctuate=        inip çıkmak
384.   flushed=          kızarmak, utanmak
385.   foggy=            sisli
386.   fool=             aldatmak, şaka yapmak, kandırmak
387.   foolishness=      aptallık, budalalık
388.   forecast=         tahmin etmek
389.   forestall=        erken davranıp önlemek
390.   fortunate=        şanlı, talihli
391.   frank=            açık sözlü, içten, samimi
392.   frightened=       korkmuş
393.   fume=             pis kokulu gaz, yaymak
394.   futile=           boşuna, beyhude
395.   gain=             kazanmak, elde etmek
396.   generation=       kuşak
397.   genuinely=        hakikaten, gerçekten
398.   giggle=           kıkırdamak


www.yesdil.com                        -8-
Eskişehir YESDİL       -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-       “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


399.   gist=              ana fakir
400.   gleeful=           neşe dolu
401.   globe=             küre
402.   global=            küresel
403.   goods=             mallar, eşya
404.   govern=            yönetmek, idare etmek
405.   governmental=      yönetimle ilgili
406.   grasp=             anlamak
407.   guide=             kılavuzluk etmek
408.   goal=              amaç
409.   gorgeous=          harika, muhteşem
410.   gradual=           aşamalı
411.   grave=             ciddi, vahim
412.   gratify=           satisfy= hoşnut etmek
413.   grip=              tutunmak, yakalamak
414.   grove active=      hareketlenmek, faaliyete geçmek
415.   grenade=           el bombası
416.   grossly=           genellikle, büyük ölçüde
417.   greed=             hırs, açgözlülük
418.   halt=              mola, durma
419.   hamper=            hareketini güçleştirmek, engellemek
420.   harmful=           zararlı
421.   harsh=             sert, kaba, haşin
422.   harvest=           hasat, ürün
423.   hasten=            acele etmek, ettirmek
424.   hazardous=         tehlikeli, zararlı
425.   heat=              ısı, ısıtmak
426.   heavely=           büyük oranda, şiddetli olarak
427.   hectic=            heyecanlı, telaşlı
428.   hence=             bu nedenle, bundan dolayı
429.   herd=              sürü
430.   hesitate=          tereddüt etmek, çekimsemek
431.   hide=              saklanmak
432.   highway=           anayol
433.   hijacking=         hava korsanlığı
434.   hike=              uzun yürümek; fiyatını artırmak
435.   holding=           hisse, mal, toprak kiralama
436.   homeless=          evsiz
437.   honest=            samimi, dürüst
438.   housing=           barınacak yer
439.   hug=               kucaklamak, sarılmak
440.   huge=              kocaman, büyük
441.   humorous=          komik, güldürücü
442.   hurl=              fırlatmak
443.   horrible=          korkunç
444.   hostile=           düşmanca, saldırgan
445.   ignore=            aldırmamak, bilmezden gelmek
446.   impartial=         yansız
447.   imprecise=         kesin olmayan, dikkatsiz, özensiz
448.   impression=        izlenim, etki


www.yesdil.com                          -9-
Eskişehir YESDİL         -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-     “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


449.   impromptu=           hazırlıksız, doğaçlama
450.   improve=             ilerletme, geliştirme
451.   in charged=          sorumlu, görevli
452.   inadvertent=         kasıtsız, elde olmayan
453.   incidence=           oluş sıklığı, meydana gelme oranı
454.   incline=             eğilme, aşağı eğilme
455.   include=             kapsamak, içine almak
456.   inconsiderate=       başkalarını düşünmez, düşüncesiz
457.   incredible=          inanılmaz
458.   incurable=           tedavi edilmez, çaresiz
459.   indecisive=          kararsız, kesin olmayan
460.   indication=          anlatma, belirti, gösterge
461.   indifferent=         kayıtsız, umarsız
462.   indispensable=       vazgeçilmez, zorunlu
463.   indistinct=          belirsiz, bulanık
464.   induce=              kandırmak, ikna etmek
465.   industrious=         çalışkan, gayretli
466.   inflammable=         kolay tutuşan, parlayıcı
467.   influence=           etki
468.   initial= ilk,        başlangıç
469.   insignificant=       değersiz, önemsiz, belirsiz,
470.   insist=              ısrar etmek
471.   immature=            olgunlaşmamış, toy
472.   insolent=            küstah, terbiyesiz
473.   inspire=             ilham etmek
474.   instructive=         öğretici, eğitici
475.   insult=              hakaret etme, hor görme
476.   intensity=           güçlülük, yoğunluk
477.   intention=           niyet
478.   ill-treat=           kötü davranma
479.   ignite=              ateşleme, tutuşturma
480.   interfere=           müdahale etme, çatışma, engelleme
481.   illuminating=        aydınlatıcı
482.   interfere with=      yoluna çıkmak, engellemek, karışmak
483.   intermittent=        kesik kesik, aralıklı
484.   intrepid=            korkusuz, cesur
485.   intricate=           complicated= karışık,
486.   investigator=        dedektif, araştırıcı
487.   investment=          yatırım, sağlanan gelir
488.   insignificant=       önemsiz
489.   invalid=             geçersiz
490.   involuntary=         istemeyerek yapılan, gönülsüz
491.   irrelevant=          konu dışı, ilgisiz
492.   irresponsible=       sorumsuz
493.   issue=               konu; yayım-baskı
494.   item=                adet, tane; madde; konu-fıkra
495.   inaccurate=          yanlış
496.   inaccessible=        girilemez, ulaşılamaz
497.   incidence=           olay; tekrar oranı, oluş sıklığı
498.   insurer=             sigortacı


www.yesdil.com                          -10-
Eskişehir YESDİL      -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-       “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


499.   introduction=       giriş, önsöz
500.   jam=                sıkıştırmak, kilitlemek, izdiham
501.   jealousy=           kıskançlık
502.   jelly=              jöle, pelte
503.   join in=            katılmak
504.   judge=              yargılamak
505.   junior=             az, küçük
506.   junkyard=           hurdalık
507.   justify=            doğrulamak, temize çıkarmak
508.   juveniles=          gençler
509.   landscape=          manzara
510.   lane=               dar yol; şerit
511.   law=                hukuk, kanun
512.   leading=            önde olan, kılavuzluk eden
513.   leak=               sızıntı, çatlak
514.   lecture=            ders, konferans
515.   liability=          sorumluluk, yükümlülük
516.   limp=               topallamak, aksamak
517.   lingered=           gidememek, ayrılamamak
518.   litter=             çöp
519.   locate=             bulunma, bir yerde yerleşmiş olma
520.   lofty highy         yüce, yüksek, azametli
521.   lonely=             yalnız, kimsesiz, tenha
522.   look up to=         respect= hayran olmak, örnek almak
523.   luck=               şans, talih, uğur
524.   lapse=              duraklama
525.   lay=                döşemek, yatırmak
526.   lay the foundations=temelini atmak
527.   layman=             mesleği olmayan kişi
528.   lengthy=            uzun, uzun uzadıya
529.   league=             birlik
530.   majority=           çoğunluk
531.   management=         idare, yönetim
532.   manufacture=        imal etmek
533.   manuscript=         el yazısı
534.   means=              yol, yöntem, araç
535.   meddle=             interfere karışmak, burnunu sokmak
536.   medicine=           tıp, ilaç
537.   meditative=         thoughtful derin derin düşünen
538.   melt=               eritmek, yumuşatmak
539.   memorize=           ezberlemek
540.   mend=               repair tamir etmek
541.   merge=              birleşmek, içine katmak
542.   messy=              dağınık, düzensiz
543.   mild=               ılımlı, hafif, ılıman
544.   misty=              sisli, bulanık
545.   misuse=             suiistimal; yanlış kullanım
546.   moderate=           ılımlı
547.   moist=              nemli, ıslak
548.   mold=               şekil vermek, kalıp


www.yesdil.com                         -11-
Eskişehir YESDİL      -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-         “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


549.   monster=          canavar
550.   mud=              çamur; iftira
551.   mistrust=         güvensizlik
552.   modest=           alçakgönüllü
553.   minor=            küçük, önemsiz
554.   momentum=         hız
555.   monetary=         parasal
556.   mighty=           güçlü, kuvvetli
557.   mobilize=         harekete geçirmek
558.   misdirect=        yanlış yol göstermek
559.   mischief=         yaramazlık
560.   mummify=          mumyalamak
561.   mysterious=       gizemli, esrarlı
562.   myth=             söylence, efsane
563.   neglect=          ihmal etmek
564.   negligible=       ihmal edilebilir
565.   nod=              onaylamak, başını sallamak
566.   notify=           bildirmek, haber vermek
567.   notorious=        adı çıkmış, kötü şöhretli
568.   novelist=         romancı
569.   nominally=        önemsiz, düşük oranda
570.   nickname=         takma ad
571.   non-fiction=      kurgusal olmayan, düz yazı
572.   no-point=         yararı, anlamı yok
573.   nomination=       adaylık
574.   noticeable=       belli, fark edilir
575.   nuance=           nüans, ayrıntı
576.   nursery=          fidanlık, çocuk yuvası
577.   object=           itiraz etmek
578.   objection=        itiraz; sakınca
579.   obligation=       mecburiyet, zorunluluk
580.   obscured=         saklı, anlaşılması güç,
581.   obsess=           aklına takılmak, fikri sabit yapmak
582.   obstinate=        inatçı
583.   obtain=           sağlamak, elde etmek
584.   obvious=          açık, anlaşılır, ortada
585.   occasion=         fırsat, vesile, önemli gün, özel olay
586.   occasional=       ara sıra olan, düzensiz
587.   occupation=       işgal
588.   occupy=           işgal etmek
589.   occur=            olmak, meydana gelmek
590.   odourless=        kokusuz
591.   on strike=        grevde
592.   open-minded=      açık fikirli
593.   opinion=          fikir
594.   orchid=           orkide
595.   outline=          ana hat, taslak
596.   output=           ürün, verim, çıktı
597.   outrageous=       nefret uyandırıcı, öfkelendirici
598.   overactive=       çok aktif, hareketli


www.yesdil.com                         -12-
Eskişehir YESDİL     -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-            “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


599.   overburdened=       sıkıntılı
600.   overdue=            vadesi geçmiş, gecikmiş
601.   overemphatic=       fazla vurgulu, çok fazla çarpıcı
602.   overseas=           deniz aşırı
603.   oversimplify=       aşırı basitleştirme
604.   overturn=           devirmek, tepe üstü getirmek
605.   owing to=           sayesinde; yüzünden dolayı
606.   on trial=           denem safhasında
607.   pace=               adım, hız
608.   pain=               acı, sızı, ağrı
609.   pale=               solgun
610.   participate=        iştirak etmek
611.   partner=            ortak
612.   passageway=         pasaj, geçit
613.   pay attention to=   dikkatini vermek
614.   peculiarity=        özellik;-e özgü olma; tuhaflık
615.   percent=            yüzde
616.   personality=        şahsiyet
617.   pessimistic=        kötümser
618.   phony=              sahte, düzmece
619.   pick up=            toplama, devşirme
620.   plentiful=          bol; bereketli
621.   plunge=             dalma, fırlama
622.   poetic=             şiirsel
623.   point of view=      bakış açısı
624.   predominate=        üstün olmak, hakim olmak
625.   policy=             politika; davranış biçimi
626.   polish=             cilalamak, boyamak
627.   provision=          sağlama, tedarik
628.   poll=               oylama, anket
629.   pollute=            kirletmek
630.   prey=               av
631.   postpone=           ertelemek
632.   praised=            övmek
633.   precaution=         tedbir, önlem
634.   precisely=          tam olarak; kesinlikle
635.   prediction=         tahmin
636.   premium=            sigorta primi; ödül, prim
637.   presume=            varsaymak
638.   pretext=            bahane
639.   purchase=           satın almak
640.   prevent=            engellemek, korumak
641.   pertain=            ait olmak, ilgili olmak
642.   press conference=   basın toplantısı
643.   preview=            ilk gösterim
644.   previous=           önceki, sabık
645.   perplexed=          kafası karışmış
646.   pride=              gurur, iftihar
647.   prior to=           öncelikli, daha önemli
648.   per head=           adam başı


www.yesdil.com                           -13-
Eskişehir YESDİL      -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-          “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


649.   persist=            ısrar etmek
650.   private=            özel; şahsa ait
651.   prodigious=         huge, şaşılacak, müthiş, kocaman
652.   prolific=           çok eser veren
653.   persuade=           ikna etmek
654.   profound=           tam, eksiksiz, derin; bilgili; etkileyici
655.   promote=            terfi ettirmek
656.   promotion=          terfi
657.   propose=            önerme, niyet etme, evlilik teklifi
658.   prospects=          başarı şansı
659.   prove=              kanıtlamak; çıkmak
660.   primitive=          ilkel
661.   punctual=           dakik
662.   punctuality=        being on time
663.   purify=             temizlemek, arındırmak, saflaştırmak
664.   pursue=             peşine düşmek, izini sürmek
665.   put off=            elbisesini çıkartmak
666.   petition=           dilekçe vermek, başvurmak
667.   pervade=            istila etmek
668.   quarter=            çeyrek; bölge, semt; askeri kışla
669.   quartet=            dörtlü
670.   qualified enough=   yeterince vasıflı
671.   queue=              sıra, kuyruk, waiting line
672.   quit=               bırakmak, vazgeçmek
673.   raise=              yukarı kaldırmak; artırmak; çocuk yetiştirmek
674.   rate=               oran
675.   readily=            easily=kolayca, seve seve
676.   readily=            isteyerek, gönülden
677.   recast=             yeniden çıkarmak, değiştirmek
678.   recent=             yakında olmuş
679.   recession=          gerileme, durgunluk, azalma
680.   reckless=           aldırışsız, kayıtsız
681.   reckon=             hesaplamak, tahmin etmek
682.   recover=            iyileşmek, yeniden elde etmek
683.   recruit=            üye yapmak; işe almak
684.   refrain from=       kendini tutma, sakınma
685.   refugee=            mülteci
686.   refute=             yalanlamak, çürütmek
687.   regarded as=        gibi görülmek, kabul edilmek
688.   region=             bölge
689.   rejection=          ret
690.   relent=             yumuşama, gevşeme, merhamete gelme
691.   relentless=         amansız; acımasız, merhametsiz
692.   reliance=           geven, itimat
693.   relief=             ferahlama, kurtarma- takviye-; nöbet kişileri
694.   relieve=            hafiflemek, rahatlamak
695.   reluctant=          isteksiz, tereddütlü
696.   reluctantly=        gönülsüzce
697.   remark=             söz söyleme; fark etme
698.   remarkable=         dikkate, sözü edilmeye değer


www.yesdil.com                          -14-
Eskişehir YESDİL      -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-        “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


699.   remove=              çıkarmak, temizlemek, alıp götürmek
700.   renovation=          yenileme, tecdit, onarım
701.   represent=           temsil etme
702.   replace=             yerine yenisini koymak, değiştirmek
703.   reprimand=           azar, paylama
704.   reprove=             azarlama, paylama
705.   reputation=          ün, itibar
706.   require=             gerektirmek; istemek
707.   reservation=         yer ayırtma; şart; ihtiyat
708.   resign=              istifa etmek, ayrılmak
709.   resignation=         istifa; kabullenme
710.   resonance=           tınlama
711.   respect=             saygı, hürmet
712.   restored=            onarılmış; iyileşmiş; işine iade edilmiş
713.   restraint=           zapt etme, sınırlama, hakim olma
714.   restriction=         sınırlama
715.   resultant=           sonucunda ortaya çıkan
716.   reveal=              açığa çıkarma,
717.   revere=              saymak, saygı göstermek
718.   revise=              gözden geçirmek
719.   revive=              yeniden canlandırmak
720.   reward=              ödül
721.   ridiculous=          absurd, saçma
722.   rim=                 edge, kenar
723.   rival=               rakip
724.   rot=                 çürüme, çürük ; zırva
725.   rub=                 ovma, ovalama
726.   rugged=              zor, kaba, yontulmamış, pürüzlü
727.   rule out=            reject
728.   runaway=             kaçak
729.   rush=                aceleyle koşmak, hücum etmek
730.   racial discrimination=ırk ayrımcılığı
731.   race=                ırk, yarış
732.   reduced=             indirgenmiş, azaltılmış
733.   release=             salmak, serbest bırakmak, piyasaya sürmek
734.   relevant=            konuyla ilgili
735.   restless=            hiç durmayan, huzursuz
736.   retention=           alıkoyma, tutma
737.   rhetorical=          söz sanatıyla ilgili
738.   revenue=             gelir, kazanç
739.   scattered=           dağınık
740.   scheme=              plan, tasarı
741.   scholarly=           çok derin, bilgili, bilimsel
742.   scholarship=         burs=irfan, ilim
743.   school board=        okul yönetimi
744.   scold=               azarlama, paylama
745.   scorch=              yakmak, kavurmak; acı sözlerle incitmek
746.   scratch=             tırmalamak, kazımak, kaşınmak
747.   sealed=              mühürlü
748.   seam=                dikiş yeri, bağlantı yeri


www.yesdil.com                         -15-
Eskişehir YESDİL        -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-         “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


749.   seed=               tohum
750.   seek=               araştırmak, bulmaya çalışmak
751.   seize=              tutmak, yakalamak, zapt etmek
752.   select=             seçmek, ayırım
753.   selfish=            bencil
754.   sensitive=          duyarlı
755.   separate=           ayırmak
756.   serene=             sakin; yüce
757.   severe=             acı, sert, şiddetli
758.   shade=              gölge
759.   shape=              şekil
760.   shareholder=        hissedar
761.   shattered=          mahvolmuş, bitmiş; yorgun
762.   shield=             protect, kalkan; korumak
763.   shift=              vardiya; rüzgarın yönünü değiştirmesi
764.   shipping=           gemiler; sipariş alıp gönderme
765.   shout=              bağırmak
766.   shrewd=             clever, kurnaz, açık göz
767.   sinful=             günahkar
768.   sink=               dibe batmak
769.   skilful=            becerikli
770.   skip=               atlamak
771.   spy=                casus
772.   slope=              eğim
773.   sly=                sinsi
774.   smooth=             yumuşak
775.   sneer=              dudağını bükmek, küçümsemek
776.   soothe=             comfort=sakinleştirmek, rahatlatmak
777.   sophisticated=      karmaşık, girift,
778.   spectacle=          görülecek şey,
779.   sphere=             globe=küre
780.   spokesperson=       sözcü
781.   sign language=      işaret dili
782.   sporadic=           intermittent (düzensiz aralıklarla olan)
783.   squeeze=            sıkmak, ezmek
784.   slave=              esir, köle
785.   staff=              personel, çalışanlar kadrosu; kurmay
786.   statue=             heykel
787.   supplier=           tedarikçi
788.   steady=             düzenli, sabit
789.   stem from=          -den ileri gelmek, doğmak, çıkmak
790.   step=               adım, basamak
791.   stern=              sert, müsamahasız
792.   specify=            belirtmek
793.   suspect=            şüpheli
794.   stiff=              katı, sert, kıran kırana
795.   stingy=             cimri, eli sıkı
796.   sincere=            samimi, içten
797.   stockholder=        hissedar
798.   straighten=         doğrultmak


www.yesdil.com                           -16-
Eskişehir YESDİL     -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-        “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


799.   strain=           kendini zorlamak, gayret göstermek
800.   stray=            başıboş, homeless
801.   strenuous=        yorucu, ağır
802.   stretch=          germek, esnetmek
803.   shroud=           kaplamak, gizlemek, gömmek
804.   struggle=         çabalamak, mücadele etmek
805.   stubborn=         inatçı dik başlı
806.   syntactic=        sözdizimsel
807.   subsidize=        para vermek, desteklemek
808.   subtle=           ince, narin; zeka işi
809.   sibling=          kardeş
810.   sufficient=       yeterli
811.   supremacy=        üstünlük, egemenlik
812.   summary=          özet
813.   superficial=      yüzeysel, üstünkörü
814.   superior=         daha üstün
815.   supplementary=    takviye, ek
816.   surgeon=          cerrah, operator
817.   structure=        yapı
818.   synonym=          eş anlamlı
819.   surmount=         üstesinden gelmek, alt etmek, yenmek
820.   surpass=          aşmak, üstün olmak
821.   superstition=     batıl inanç
822.   survive=          hayatta kalmak; hayatını idame ettirmek
823.   superficially=    yüzeysel olarak
824.   sum up=           özetlemek
825.   susceptible to=   kolay etkilenen, dayanıksız, hassas
826.   suspicion=        şüphe, zan
827.   shower=           birşey’e boğmak, yağdırmak
828.   sustain=          devam ettirmek, korumak
829.   swell=            şişmek, kabarmak; artmak
830.   sturdy=           sağlam, dayanıklı
831.   symptom=          sign semptom, belirti
832.   synopsis=         summary=özet
833.   surplus=          fazlalık, arta kalan miktar
834.   tackle=           çaresine bakmak; üstesinden gelmek
835.   talent=           yetenek
836.   tax=              vergi
837.   tax-exempt =      vergiden muaf
838.   tear=             yırtmak, gözyaşı
839.   tempt=            ayartmak, yoldan çıkartmaya çalışmak
840.   testimony=        tanıklık, ifade
841.   temple=           ibadethane, şakak
842.   thorough=         tam, dikkatli eksiz
843.   task=             iş, görev
844.   thoughtful=       düşünceli
845.   thrifty=          tutumlu, idareli
846.   take place=       olmak, meydana gelmek
847.   tiny=             küçük, ufacık
848.   target=           hedeflemek


www.yesdil.com                        -17-
Eskişehir YESDİL         -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-        “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


849.   top=                 üst, zirve
850.   torn=                yırtık
851.   tower=               kule
852.   trace                iz, eser
853.   trail=               sürüklemek, gezdirmek; izlemek
854.   tranquil=            sakin, huzurlu
855.   transaction=         iş görme
856.   treachery=           ihanet
857.   treatment=           muamele, davranış; tedavi
858.   trial=               deneme; duruşma
859.   triumph=             zafer, başarı
860.   trivial=             abes, bayağı; cüzi
861.   trust=               güvenmek, inanmak
862.   underestimate=       az/düşük olarak tahmin etmek
863.   underground=         metro, yer altı
864.   undermine=           baltalamak, çökertmek, temelini çürütmek
865.   underrate=           hafife almak, küçümsemek
866.   unhesitatingly=      tereddüt etmeden
867.   upstream=            akıntının ters yönünde
868.   unforeseen=          beklenmedik, umulmadık
869.   unrest=              huzursuzluk, kargaşa
870.   union=               birlik; sendika
871.   unreachable=         ulaşılamaz
872.   unrequited=          karşılık görmeyen, karşılıksız
873.   unique =             biricik; tek; eşsiz
874.   unpardonable=        affedilemez
875.   uniformity=          aynılık, tutarlılık
876.   unpleasant =         nahoş ; tatsız
877.   unwise=              akılsızlık, akılsızca
878.   unprotected=         korunmamış
879.   unrehearsed=         provasız
880.   utterly=             tamamen
881.   unparalleled=        eşsiz, emsalsiz
882.   unrestrained=        denetimsiz, frenlenmemiş, serbest
883.   untold=              tarifsiz
884.   unwillingly=         istemeyerek
885.   unwillingness=       isteksizlik
886.   upgrade=             geliştirmek
887.   urge=                şiddetli arzu, tutku
888.   unwary=              dikkatsiz, tedbirsiz
889.   vacant =             boş, açık; dalgın
890.   vigorous=            kuvvetli, etkin
891.   vague=               müphem, belirsiz, şüpheli
892.   violence=            zorbalık, şiddet
893.   vanity=              pride, kibir, kendini beğenmiş; abes şey, beyhudelik
894.   varied=              değişik, çeşitli; değişken
895.   vast=                çok geniş, engin, pek çok
896.   versatile=           çok yönlü; elinden birden fazla iş gelen
897.   vexed=               annoyed, bir şeye canı sıkılmak
898.   vehemently=          şiddetle, hararetli bir şekilde


www.yesdil.com                           -18-
Eskişehir YESDİL      -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ-        “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”


899.   victim=           kurban
900.   victory =         triumph, zafer
901.   view=             görüş, fikir
902.   violent=          sert, şiddetli, zorlu
903.   vital=            hayati önemde
904.   visual=           görsel
905.   voluntarily=      gönüllü olarak
906.   vote=             oy vermek
907.   viscid=           yapışkan
908.   vulnerable=       saldırı veya tenkide açık / maruz olan
909.   wasteful          savurgan, müsrif
910.   weakness=         zayıflık; zaaf
911.   wealthy=          zengin, varlıklı
912.   wheel=            tekerlek
913.   whip=             kamçı; kamçılamak
914.   wise=             akıllı, akıllıca, mantıklı
915.   withdraw=         çekmek, çekilmek, ayrılmak
916.   wither=           solmak, soldurmak, sindirmek
917.   witness=          şahit
918.   worthwhile=       yapmaya değer, -e değer
919.   wrinkle=          buruşmak, kırışmak(cilt)
920.   yield (to)=       kabul etmek, baş eğmek
921.   zap with=         ani bir darbeyle öldürmek
922.   zenith=           doruk, zirve, peak




www.yesdil.com                         -19-

Uds sosyal-kelimeleri

  • 1.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” ÜDS SOSYAL KELİMELER 1. abandon= terk etmek, vazgeçmek, bırakmak 2. abate= azaltmak, hızını kesmek 3. abrogate= yürürlükten kaldırmak 4. abruptly= aniden, ani ve nezaketsiz biçimde 5. absent= yok, unavailable 6. absolute tam, mutlak, kesin; tamamen 7. abstract= soyut 8. absurd= saçma, gülünç 9. abundant= bol, çok 10. accessory= tamamlayıc 11. accidentally= kazara, yanlışlıkla 12. accentuate= vurgulamak, emphasize, underline 13. acclaim= bağırarak kendini göstermek 14. accommodate= hizmet etmek, karşılamak 15. accident-prone= kaza yapmaya yatkın 16. accomplish= başarma, tamamlama 17. accompaniment= eşlik etme, tamamlama 18. accord= uzlaşma 19. accordingly= buna gore 20. according to= bir kişiye/şeye göre 21. accountant= muhasebeci 22. accurate= kesin, doğru, yanlışsız 23. accused= sanık 24. accustomed= alışkın, alışılmış, her zamanki 25. achieve= başarma, elde etme 26. acknowledgement= onay, kabul etme, tasdik 27. acute= keskin (düşünce), şiddetli 28. adapt= uyum sağlamak 29. addicted= bağımlı, tiryaki 30. addiction= bağımlılık 31. additional= ilave, ek 32. adequate= yeterli, uygun, elverişli 33. adjust= ayarlamak, uydurmak, uymak 34. adjustable= ayarlanabilir, uyarlanabilir 35. administrate= yönetmek, idare etmek 36. admirable= takdire değer 37. advanced= ilerlemiş, ileri 38. affable= agreeable=rahat, dostça, anlaşılabilir 39. affair= olay, mesele, sorun 40. affectionate= müşfik, sevecen 41. affluent= wealthy, varlıklı 42. agreeable= razı, hoş, iyi 43. aid= yardım 44. aisle= sıralar arası, yol, geçenek 45. alliance= ittifak 46. ally= müttefik, dost 47. allusion= gönderme, dokundurma 48. alter= change 49. ambiguous= müphem, birden fazla anlama gelebilen www.yesdil.com -1-
  • 2.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 50. amend= düzeltme, değiştirme 51. ample= gerektiğinden çok, bol 52. annual= yıllık, yıldönümü 53. anticipate= tahmin etmek, ve ona göre davranmak 54. apparel clothing= kılık kıyafet 55. apparent= açık, apaçık, belirli 56. appetite= desire for food= iştah, arzu 57. apply= başvurmak, müracaat etmek, uygulamak 58. appreciate= takdir etmek 59. apprehension= korku, endişe; anlayış, kavrayış 60. approach= yaklaşım, tarz 61. approval= tasvip, onay; resmi izin 62. argue= tartışma, münakaşa, iddia etme 63. argument= tartışma; sav, iddia 64. article= makale, madde-fıkra; eşya-parça 65. artisan= zanaatçı, esnaf 66. ashamed= utanmak 67. assassinate= suikast yapmak 68. asset= advantage= kıymetli şey, beceri, erdem 69. asset= servet; değerli nitelik 70. astonished= hayret etmek, şaşkın olmak, şaşırmak 71. at once= derhal; aynı anda 72. attack= saldırmak 73. attainment= achievement, başarı, elde etmek, marifet 74. attempt= teşebbüs etmek, denemek 75. attract= cezp etmek, çekmek 76. available= elde edilebilir, müsait 77. avidity= gayret, heves, hırs 78. award= ödül, mükafat 79. back and forth= ileri geri 80. battle= meydan savaşı 81. background= geçmiş, tecrübe, arka plan 82. balance= denge, dengelemek 83. barely= zar zor, zorla 84. base= temel, esas; askeri üs 85. basis= temel, dayanak, öz 86. bear= dayanmak, tahammül etmek 87. beneficial= faydalı 88. benefit= fayda, yarar 89. blame= suç, suçlamak 90. blast= patlama 91. blatantly= gizlemeye gerek görmeden, apaçık bir şekilde 92. blink= gözlerini kırpıştırmak 93. bloom= çiçek açmak 94. blossom= çiçek açmak, canlanmak, gelişmek 95. blunder= gaf, gaf yapmak 96. boost= artırmak, yükseltmek 97. boundary= sınır 98. bound to= zorunlu, kesin, mutlaka 99. border= sınır www.yesdil.com -2-
  • 3.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 100. break off= kırılıp ayrılmak, ilişiğini kesmek; birdenbire durmak 101. break through= cepheyi yarıp geçmek, büyük bir ilerleme, buluş 102. briefly= kısa (biçimde), kısaca (özet olarak) 103. bring down= indirim yapmak, düşürmek 104. briskly= quickly, energetically canlı ve istenilen tarzda; enerjik 105. bruise= berelemek, ezmek; bere, ezik 106. brutality= cruelty=vahşilik 107. budget= bütçe 108. bump= vurma, toslama; şiş, tümsek 109. burglar= (ev, dükkan) soyan hırsız 110. bury= gömmek, defnetmek; gizlemek, örtmek 111. call at= uğramak 112. call off= iptal etmek 113. call on= ziyaret etmek; talep etmek 114. call up= telefon etmek, askere çağırmak 115. cannibalism= yamyamlık, kendi türünü yeme 116. capital punisment= idam cezası 117. caspian sea= hazar denizi 118. candidate= aday, namzet 119. capable= yetenekli 120. captivate= büyüleme, esir etme, cezp etmek 121. carry out= yerine getirmek, gerçekleştirmek 122. cautious= ihtiyatlı, tedbirli 123. cease= sona ermek, durmak 124. chain of events= olaylar zinciri 125. chance= şans, tesadüfen olmak 126. charge= ücret; itham; hamle; şarj 127. charity= sadaka; hayırseverlik, hayır kurumu 128. cheer= neşe, tezahürat 129. chest= sandık, kutu, göğüs 130. chemist= kimyager; eczacı 131. choice= seçenek, alternatif, tercih 132. choir= koro 133. civic= yurttaşlık, vatandaşlık ile ilgili 134. claim= iddia etmek 135. clammy= yapış yapış; soğuk nemli 136. clarify= açıklığa kavuşturmak 137. clear= temizlemek, aklamak, net, berrak 138. clerk= memur, tezgahtar, sekreter 139. cliff= uçurum, sarp kayalık 140. clog= tıkamak, tıkanmak; takunya 141. coherent= tutarlı 142. coast= kıyı 143. coincidence= tesadüf 144. collar= yaka; tasma 145. collide= çarpışma, çarpma 146. combat= savaşmak, mücadele etmek 147. combine= birleşmek, birleştirmek 148. commendable= övgüye değer 149. commerce= ticaret www.yesdil.com -3-
  • 4.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 150. common sense= sağduyu 151. compare= mukayese etmek 152. compensation= bedel, tazminat, telafi 153. compete= yarışmak; rekabet etmek 154. competent= ehil, yetenekli, yetkili 155. competition= yarışma, rekabet, sınama 156. complaint= şikayet etmek 157. complete= tamamlamak; tamamen 158. composed= birleşmiş; bestelenmiş 159. compromise= uzlaşmak 160. comprehend= anlamak, kapsamak, içine almak 161. conceal= gizlemek, saklamak, örtmek 162. concession= taviz, ödün, ayrıcalık, imtiyaz 163. condense= yoğunlaşma; sıvıya dönme 164. confidence= güven, itimat 165. confidence= kendine güven 166. conquer= fethetmek 167. confidential= secret=gizli, sır 168. confirm= teyit etmek, pekiştirme, onaylama, sürekli, müzmin 169. confiscated= seized=haczetmek; istimlak etmek 170. conflict= çelişmek 171. congratulate= tebrik etmek 172. conscientious vicdanlı 173. consequence= netice; önem 174. conserve= koruma muhafaza etme 175. consider= hesaba katmak; göz önünde tutmak; saymak 176. considerably= epeyce, oldukça 177. constant= devamlı, sürekli 178. consist of= müteşekkil olmak, oluşmak 179. consistently= mütemadiyen, devamlı 180. constitute= teşkil etmek, tesis etmek; tayin etmek 181. constitution= anayasa 182. constructive= yapıcı 183. contestant= yarışmacı 184. contentment= tatmin, memnuniyet 185. contribution= katkı 186. convince= ikna etmek 187. consumer= tüketici 188. convenience= uygunluk 189. candidate= aday, namzet 190. capable= yetenekli 191. captivate= büyüleme, esir etme, cezp etmek 192. carry out= yerine getirmek, gerçekleştirmek 193. cautious= ihtiyatlı, tedbirli 194. cease= sona ermek, durmak 195. chance= şans, tesadüfen olmak 196. charge= ücret; itham; hamle; şarj 197. charity= sadaka; hayırseverlik, hayır kurumu 198. cheer= neşe, tezahürat 199. chemist= kimyager; eczacı www.yesdil.com -4-
  • 5.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 200. choice= seçenek, alternatif, tercih 201. choir= koro 202. clammy= yapış yapış; soğuk nemli 203. clarify= açıklamak, açıklık getirmek 204. clear= temizlemek, aklamak, net, berrak 205. clerk= memur, tezgahtar, sekreter 206. cliff= uçurum, sarp kayalık 207. clog= tıkamak, tıkanmak; takunya 208. coast= kıyı 209. coincidence= tesadüf 210. collar= yaka; tasma 211. collide= çarpışma, çarpma 212. combine= birleşmek, birleştirmek 213. commerce= ticaret 214. compare= mukayese etmek 215. compensation= bedel, tazminat, telafi 216. compete= yarışmak; rekabet etmek 217. competent= ehil, yetenekli, yetkili 218. competition= yarışma, rekabet, sınama 219. complaint= şikayet etmek 220. complete= tamamlamak; tamamen 221. composed= birleşmiş; bestelenmiş 222. compromise= uzlaşmak 223. conceal= gizlemek, saklamak, örtmek 224. concession= taviz, ödün, ayrıcalık, imtiyaz 225. condense= yoğunlaşma; sıvıya dönme 226. confidence= güven, itimat 227. confidence= kendine güven 228. confidential= secret=gizli, sır 229. confirm= teyit etmek, pekiştirme, onaylama, sürekli, müzmin 230. confiscated= seized=haczetmek; istimlak etmek 231. conflict= çelişmek 232. congratulate= tebrik etmek 233. conscientious vicdanlı 234. consequence= netice ; önem 235. conserve= koruma muhafaza etme 236. consider= hesaba katmak; göz önünde tutmak; saymak 237. considerably= epeyce, oldukça 238. consist of= müteşekkil olmak, oluşmak 239. consistently= mütemadiyen, devamlı 240. constitute= teşkil etmek, tesis etmek; tayin etmek 241. constitution= anayasa 242. contaminate= kirletmek; zehirlemek, bozmak 243. contented= halinden memnun, mutlu 244. cooperation= işbirliği 245. courteous= nazik, kibar, saygılı 246. coward= korkak 247. creative= yaratıcı 248. crime= suç, cürüm 249. criminal= suçla ilgili; suçlu; cezalı www.yesdil.com -5-
  • 6.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 250. crooked= eğri, çarpık, virajlı, hilekar 251. crop= mahsul 252. cruelty= zulüm, acımasızlık 253. custom= gelene 254. corruption= yolsuzluk, yozlaşma 255. constant= sürekli, devamlı 256. contemporary= çağdaş, güncel, yaşıt 257. contaminate= kirletmek; zehirlemek, bozmak 258. contented= halinden memnun, mutlu 259. cooperation= işbirliği 260. course= gidişat 261. country widw= ülke çapında 262. coverage= haber konusu olma, işlenme 263. courteous= nazik, kibar, saygılı 264. coward= korkak 265. creative= yaratıcı 266. crime= suç, cürüm 267. criminal= suçla ilgili; suçlu; cezalı 268. crooked= eğri, çarpık, virajlı, hilekar 269. crop= mahsul 270. crowd= kalabalık 271. curriculum= müfredat 272. curious= meraklı 273. daily= günlük gazete 274. dabble= su serpme; suyla uğraşmak 275. damage= zarar, zarar vermek 276. deadline= son teslim tarihi 277. dealer= satıcı, tacir 278. decade= on yıl 279. decent= saygın, aklı başında 280. deception= aldatma, hile 281. deceptive= aldatıcı, yanıltıcı 282. decisive= kesin, kararlı 283. deceive= aldatmak 284. decline= gerileme, zayıflama 285. deduce= sonuç çıkarmak 286. deeply= derinden, son derece 287. dedicate= adamak; ithaf etmek 288. defeat= yenme, bozguna uğratmak 289. definition= kesinlik, netlik 290. deficient= eksiz yetersiz, noksan 291. delicate= nazik, hassas, narin 292. delight= sevinç, zevk, haz, 293. denial= inkar, yok sayma 294. deny= inkar etme 295. depict= göstermek, dile getirmek 296. deplore= teessüf etmek, üzülmek 297. dept= borç 298. desperate= ümitsiz; gözü dünmüş 299. despondent= ümitsiz, meyus www.yesdil.com -6-
  • 7.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 300. determine= belirlemek, tespit etmek azimli, kararlı 301. detest= nefret etmek, tiksinmek 302. device= alet, aygıt 303. devote= -e adamak 304. diluted= sulandırılmış, su katılmış 305. diminish= azaltmak, küçültmek, eksiltmek 306. discipline= disiplin 307. discourteous= nezaketsiz, kaba 308. discreet= saygılı, dikkatli ve nazik 309. discretion= basiret, sağduyu, tedbir, ihtiyat 310. discuss= tartışma, münazara etmek 311. disease= hastalık 312. disgraced= gözden düşmüş; itibarsız; yüz karası 313. disgust= iğrenme, tiksinme, midesini bulandırma 314. dishonest= sahtekar 315. disintegrate= parçalamak, bölünmek 316. disposition= eğilim, mizaç, düzen, tertip 317. dispute= tartışma 318. dissolve= çözmek, dağıtmak, yok olmak 319. distinguish= ayırmak, ayırt etmek, seçkin, ünlü, kendine yer edinmiş 320. distrust= güvenmemek 321. ditch= hendek, ark, kanal 322. divert= başka yöne çevirmek; saptırmak 323. divide= bölmek, ayırmak 324. divulge= ifşa etmek, açığa vurmak 325. doubt= şüphe, kuşku 326. drift= sürüklenmek 327. drowsy= sleepy uykulu, uyku veren 328. duplicate= copy= kopyasını yapmak 329. dwindle= giderek azalmak 330. eagerness= şevk, istek, arzu 331. edge= kenar; avantaj 332. efficient= verimli, randımanlı 333. elevation= kaldırma, yükseltme; terfi 334. embark= (on) gemiye binmek; başlamak 335. embarrassment= utanma, mahcubiyet 336. emerge= meydana çıkmak 337. emit= yaymak, çıkarmak 338. employer= iş veren 339. encouraging= teşvik edici, cesaretlendirici 340. endearing= sevdiren 341. enhance= değerini, gücünü, güzelliğini arttırma, süslemek, 342. enlarge= büyütmek, genişlemek 343. enlighten= aydınlatmak 344. enthusiastically= şevkle, hararetle 345. envy= kıskanma, gıpta etme 346. equivocal= ambiguous iki anlama gelebilen 347. espionage= casusluk 348. essential= gerekli 349. examine= tetkik, muayene etmek, sorguya çekmek www.yesdil.com -7-
  • 8.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 350. excessive= aşırı, haddinden fazla 351. exchange= karşılıklı değişmek 352. excuse= mazeret 353. exempt= bağışık; muaf; hariç tutmak 354. exhausted= bitmiş, tükenmiş, yorgun 355. exhibition= sergi 356. existence= varlık 357. exotic= unusual 358. expand= genişle(t)mek, büyümek 359. expedition= yolculuk; sefer 360. explicit= açık, sarih 361. explore= keşif, inceleme gezisi 362. explorer= kaşif seyyah 363. expose= ifşa etmek; ışığa tutmak; korunmasız bırakmak, maruz bırakmak; teşhir etmek 364. exposure= ifşa; korunmasızlık; poz 365. extensive= büyük, derin, kapsamlı 366. extremely= oldukça fazla 367. fabric= kumaş, doku 368. fact= gerçek, olgu 369. faint= donuk, baygın 370. far= uzak; çok 371. fatigue= yorgun, bitkin; yormak 372. fearsome= dehşetli, korkunç 373. feasible= yapılabilir, mümkün 374. feeble= zayıf, kuvvetsiz 375. fever= ateş, hararet; humma 376. firing= ateşleme; pişirme; işten atma 377. fiscal= mali 378. flawless= kusursuz, defosuz 379. flee from= kaçmak, firar etmek 380. flip= fiske atmak; keçileri kaçırmak; hayran olmak; küstah 381. float= yüzmek, su üstünde kalmak, bir şeyi oluruna bırakmak 382. floor= zemin 383. fluctuate= inip çıkmak 384. flushed= kızarmak, utanmak 385. foggy= sisli 386. fool= aldatmak, şaka yapmak, kandırmak 387. foolishness= aptallık, budalalık 388. forecast= tahmin etmek 389. forestall= erken davranıp önlemek 390. fortunate= şanlı, talihli 391. frank= açık sözlü, içten, samimi 392. frightened= korkmuş 393. fume= pis kokulu gaz, yaymak 394. futile= boşuna, beyhude 395. gain= kazanmak, elde etmek 396. generation= kuşak 397. genuinely= hakikaten, gerçekten 398. giggle= kıkırdamak www.yesdil.com -8-
  • 9.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 399. gist= ana fakir 400. gleeful= neşe dolu 401. globe= küre 402. global= küresel 403. goods= mallar, eşya 404. govern= yönetmek, idare etmek 405. governmental= yönetimle ilgili 406. grasp= anlamak 407. guide= kılavuzluk etmek 408. goal= amaç 409. gorgeous= harika, muhteşem 410. gradual= aşamalı 411. grave= ciddi, vahim 412. gratify= satisfy= hoşnut etmek 413. grip= tutunmak, yakalamak 414. grove active= hareketlenmek, faaliyete geçmek 415. grenade= el bombası 416. grossly= genellikle, büyük ölçüde 417. greed= hırs, açgözlülük 418. halt= mola, durma 419. hamper= hareketini güçleştirmek, engellemek 420. harmful= zararlı 421. harsh= sert, kaba, haşin 422. harvest= hasat, ürün 423. hasten= acele etmek, ettirmek 424. hazardous= tehlikeli, zararlı 425. heat= ısı, ısıtmak 426. heavely= büyük oranda, şiddetli olarak 427. hectic= heyecanlı, telaşlı 428. hence= bu nedenle, bundan dolayı 429. herd= sürü 430. hesitate= tereddüt etmek, çekimsemek 431. hide= saklanmak 432. highway= anayol 433. hijacking= hava korsanlığı 434. hike= uzun yürümek; fiyatını artırmak 435. holding= hisse, mal, toprak kiralama 436. homeless= evsiz 437. honest= samimi, dürüst 438. housing= barınacak yer 439. hug= kucaklamak, sarılmak 440. huge= kocaman, büyük 441. humorous= komik, güldürücü 442. hurl= fırlatmak 443. horrible= korkunç 444. hostile= düşmanca, saldırgan 445. ignore= aldırmamak, bilmezden gelmek 446. impartial= yansız 447. imprecise= kesin olmayan, dikkatsiz, özensiz 448. impression= izlenim, etki www.yesdil.com -9-
  • 10.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 449. impromptu= hazırlıksız, doğaçlama 450. improve= ilerletme, geliştirme 451. in charged= sorumlu, görevli 452. inadvertent= kasıtsız, elde olmayan 453. incidence= oluş sıklığı, meydana gelme oranı 454. incline= eğilme, aşağı eğilme 455. include= kapsamak, içine almak 456. inconsiderate= başkalarını düşünmez, düşüncesiz 457. incredible= inanılmaz 458. incurable= tedavi edilmez, çaresiz 459. indecisive= kararsız, kesin olmayan 460. indication= anlatma, belirti, gösterge 461. indifferent= kayıtsız, umarsız 462. indispensable= vazgeçilmez, zorunlu 463. indistinct= belirsiz, bulanık 464. induce= kandırmak, ikna etmek 465. industrious= çalışkan, gayretli 466. inflammable= kolay tutuşan, parlayıcı 467. influence= etki 468. initial= ilk, başlangıç 469. insignificant= değersiz, önemsiz, belirsiz, 470. insist= ısrar etmek 471. immature= olgunlaşmamış, toy 472. insolent= küstah, terbiyesiz 473. inspire= ilham etmek 474. instructive= öğretici, eğitici 475. insult= hakaret etme, hor görme 476. intensity= güçlülük, yoğunluk 477. intention= niyet 478. ill-treat= kötü davranma 479. ignite= ateşleme, tutuşturma 480. interfere= müdahale etme, çatışma, engelleme 481. illuminating= aydınlatıcı 482. interfere with= yoluna çıkmak, engellemek, karışmak 483. intermittent= kesik kesik, aralıklı 484. intrepid= korkusuz, cesur 485. intricate= complicated= karışık, 486. investigator= dedektif, araştırıcı 487. investment= yatırım, sağlanan gelir 488. insignificant= önemsiz 489. invalid= geçersiz 490. involuntary= istemeyerek yapılan, gönülsüz 491. irrelevant= konu dışı, ilgisiz 492. irresponsible= sorumsuz 493. issue= konu; yayım-baskı 494. item= adet, tane; madde; konu-fıkra 495. inaccurate= yanlış 496. inaccessible= girilemez, ulaşılamaz 497. incidence= olay; tekrar oranı, oluş sıklığı 498. insurer= sigortacı www.yesdil.com -10-
  • 11.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 499. introduction= giriş, önsöz 500. jam= sıkıştırmak, kilitlemek, izdiham 501. jealousy= kıskançlık 502. jelly= jöle, pelte 503. join in= katılmak 504. judge= yargılamak 505. junior= az, küçük 506. junkyard= hurdalık 507. justify= doğrulamak, temize çıkarmak 508. juveniles= gençler 509. landscape= manzara 510. lane= dar yol; şerit 511. law= hukuk, kanun 512. leading= önde olan, kılavuzluk eden 513. leak= sızıntı, çatlak 514. lecture= ders, konferans 515. liability= sorumluluk, yükümlülük 516. limp= topallamak, aksamak 517. lingered= gidememek, ayrılamamak 518. litter= çöp 519. locate= bulunma, bir yerde yerleşmiş olma 520. lofty highy yüce, yüksek, azametli 521. lonely= yalnız, kimsesiz, tenha 522. look up to= respect= hayran olmak, örnek almak 523. luck= şans, talih, uğur 524. lapse= duraklama 525. lay= döşemek, yatırmak 526. lay the foundations=temelini atmak 527. layman= mesleği olmayan kişi 528. lengthy= uzun, uzun uzadıya 529. league= birlik 530. majority= çoğunluk 531. management= idare, yönetim 532. manufacture= imal etmek 533. manuscript= el yazısı 534. means= yol, yöntem, araç 535. meddle= interfere karışmak, burnunu sokmak 536. medicine= tıp, ilaç 537. meditative= thoughtful derin derin düşünen 538. melt= eritmek, yumuşatmak 539. memorize= ezberlemek 540. mend= repair tamir etmek 541. merge= birleşmek, içine katmak 542. messy= dağınık, düzensiz 543. mild= ılımlı, hafif, ılıman 544. misty= sisli, bulanık 545. misuse= suiistimal; yanlış kullanım 546. moderate= ılımlı 547. moist= nemli, ıslak 548. mold= şekil vermek, kalıp www.yesdil.com -11-
  • 12.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 549. monster= canavar 550. mud= çamur; iftira 551. mistrust= güvensizlik 552. modest= alçakgönüllü 553. minor= küçük, önemsiz 554. momentum= hız 555. monetary= parasal 556. mighty= güçlü, kuvvetli 557. mobilize= harekete geçirmek 558. misdirect= yanlış yol göstermek 559. mischief= yaramazlık 560. mummify= mumyalamak 561. mysterious= gizemli, esrarlı 562. myth= söylence, efsane 563. neglect= ihmal etmek 564. negligible= ihmal edilebilir 565. nod= onaylamak, başını sallamak 566. notify= bildirmek, haber vermek 567. notorious= adı çıkmış, kötü şöhretli 568. novelist= romancı 569. nominally= önemsiz, düşük oranda 570. nickname= takma ad 571. non-fiction= kurgusal olmayan, düz yazı 572. no-point= yararı, anlamı yok 573. nomination= adaylık 574. noticeable= belli, fark edilir 575. nuance= nüans, ayrıntı 576. nursery= fidanlık, çocuk yuvası 577. object= itiraz etmek 578. objection= itiraz; sakınca 579. obligation= mecburiyet, zorunluluk 580. obscured= saklı, anlaşılması güç, 581. obsess= aklına takılmak, fikri sabit yapmak 582. obstinate= inatçı 583. obtain= sağlamak, elde etmek 584. obvious= açık, anlaşılır, ortada 585. occasion= fırsat, vesile, önemli gün, özel olay 586. occasional= ara sıra olan, düzensiz 587. occupation= işgal 588. occupy= işgal etmek 589. occur= olmak, meydana gelmek 590. odourless= kokusuz 591. on strike= grevde 592. open-minded= açık fikirli 593. opinion= fikir 594. orchid= orkide 595. outline= ana hat, taslak 596. output= ürün, verim, çıktı 597. outrageous= nefret uyandırıcı, öfkelendirici 598. overactive= çok aktif, hareketli www.yesdil.com -12-
  • 13.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 599. overburdened= sıkıntılı 600. overdue= vadesi geçmiş, gecikmiş 601. overemphatic= fazla vurgulu, çok fazla çarpıcı 602. overseas= deniz aşırı 603. oversimplify= aşırı basitleştirme 604. overturn= devirmek, tepe üstü getirmek 605. owing to= sayesinde; yüzünden dolayı 606. on trial= denem safhasında 607. pace= adım, hız 608. pain= acı, sızı, ağrı 609. pale= solgun 610. participate= iştirak etmek 611. partner= ortak 612. passageway= pasaj, geçit 613. pay attention to= dikkatini vermek 614. peculiarity= özellik;-e özgü olma; tuhaflık 615. percent= yüzde 616. personality= şahsiyet 617. pessimistic= kötümser 618. phony= sahte, düzmece 619. pick up= toplama, devşirme 620. plentiful= bol; bereketli 621. plunge= dalma, fırlama 622. poetic= şiirsel 623. point of view= bakış açısı 624. predominate= üstün olmak, hakim olmak 625. policy= politika; davranış biçimi 626. polish= cilalamak, boyamak 627. provision= sağlama, tedarik 628. poll= oylama, anket 629. pollute= kirletmek 630. prey= av 631. postpone= ertelemek 632. praised= övmek 633. precaution= tedbir, önlem 634. precisely= tam olarak; kesinlikle 635. prediction= tahmin 636. premium= sigorta primi; ödül, prim 637. presume= varsaymak 638. pretext= bahane 639. purchase= satın almak 640. prevent= engellemek, korumak 641. pertain= ait olmak, ilgili olmak 642. press conference= basın toplantısı 643. preview= ilk gösterim 644. previous= önceki, sabık 645. perplexed= kafası karışmış 646. pride= gurur, iftihar 647. prior to= öncelikli, daha önemli 648. per head= adam başı www.yesdil.com -13-
  • 14.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 649. persist= ısrar etmek 650. private= özel; şahsa ait 651. prodigious= huge, şaşılacak, müthiş, kocaman 652. prolific= çok eser veren 653. persuade= ikna etmek 654. profound= tam, eksiksiz, derin; bilgili; etkileyici 655. promote= terfi ettirmek 656. promotion= terfi 657. propose= önerme, niyet etme, evlilik teklifi 658. prospects= başarı şansı 659. prove= kanıtlamak; çıkmak 660. primitive= ilkel 661. punctual= dakik 662. punctuality= being on time 663. purify= temizlemek, arındırmak, saflaştırmak 664. pursue= peşine düşmek, izini sürmek 665. put off= elbisesini çıkartmak 666. petition= dilekçe vermek, başvurmak 667. pervade= istila etmek 668. quarter= çeyrek; bölge, semt; askeri kışla 669. quartet= dörtlü 670. qualified enough= yeterince vasıflı 671. queue= sıra, kuyruk, waiting line 672. quit= bırakmak, vazgeçmek 673. raise= yukarı kaldırmak; artırmak; çocuk yetiştirmek 674. rate= oran 675. readily= easily=kolayca, seve seve 676. readily= isteyerek, gönülden 677. recast= yeniden çıkarmak, değiştirmek 678. recent= yakında olmuş 679. recession= gerileme, durgunluk, azalma 680. reckless= aldırışsız, kayıtsız 681. reckon= hesaplamak, tahmin etmek 682. recover= iyileşmek, yeniden elde etmek 683. recruit= üye yapmak; işe almak 684. refrain from= kendini tutma, sakınma 685. refugee= mülteci 686. refute= yalanlamak, çürütmek 687. regarded as= gibi görülmek, kabul edilmek 688. region= bölge 689. rejection= ret 690. relent= yumuşama, gevşeme, merhamete gelme 691. relentless= amansız; acımasız, merhametsiz 692. reliance= geven, itimat 693. relief= ferahlama, kurtarma- takviye-; nöbet kişileri 694. relieve= hafiflemek, rahatlamak 695. reluctant= isteksiz, tereddütlü 696. reluctantly= gönülsüzce 697. remark= söz söyleme; fark etme 698. remarkable= dikkate, sözü edilmeye değer www.yesdil.com -14-
  • 15.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 699. remove= çıkarmak, temizlemek, alıp götürmek 700. renovation= yenileme, tecdit, onarım 701. represent= temsil etme 702. replace= yerine yenisini koymak, değiştirmek 703. reprimand= azar, paylama 704. reprove= azarlama, paylama 705. reputation= ün, itibar 706. require= gerektirmek; istemek 707. reservation= yer ayırtma; şart; ihtiyat 708. resign= istifa etmek, ayrılmak 709. resignation= istifa; kabullenme 710. resonance= tınlama 711. respect= saygı, hürmet 712. restored= onarılmış; iyileşmiş; işine iade edilmiş 713. restraint= zapt etme, sınırlama, hakim olma 714. restriction= sınırlama 715. resultant= sonucunda ortaya çıkan 716. reveal= açığa çıkarma, 717. revere= saymak, saygı göstermek 718. revise= gözden geçirmek 719. revive= yeniden canlandırmak 720. reward= ödül 721. ridiculous= absurd, saçma 722. rim= edge, kenar 723. rival= rakip 724. rot= çürüme, çürük ; zırva 725. rub= ovma, ovalama 726. rugged= zor, kaba, yontulmamış, pürüzlü 727. rule out= reject 728. runaway= kaçak 729. rush= aceleyle koşmak, hücum etmek 730. racial discrimination=ırk ayrımcılığı 731. race= ırk, yarış 732. reduced= indirgenmiş, azaltılmış 733. release= salmak, serbest bırakmak, piyasaya sürmek 734. relevant= konuyla ilgili 735. restless= hiç durmayan, huzursuz 736. retention= alıkoyma, tutma 737. rhetorical= söz sanatıyla ilgili 738. revenue= gelir, kazanç 739. scattered= dağınık 740. scheme= plan, tasarı 741. scholarly= çok derin, bilgili, bilimsel 742. scholarship= burs=irfan, ilim 743. school board= okul yönetimi 744. scold= azarlama, paylama 745. scorch= yakmak, kavurmak; acı sözlerle incitmek 746. scratch= tırmalamak, kazımak, kaşınmak 747. sealed= mühürlü 748. seam= dikiş yeri, bağlantı yeri www.yesdil.com -15-
  • 16.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 749. seed= tohum 750. seek= araştırmak, bulmaya çalışmak 751. seize= tutmak, yakalamak, zapt etmek 752. select= seçmek, ayırım 753. selfish= bencil 754. sensitive= duyarlı 755. separate= ayırmak 756. serene= sakin; yüce 757. severe= acı, sert, şiddetli 758. shade= gölge 759. shape= şekil 760. shareholder= hissedar 761. shattered= mahvolmuş, bitmiş; yorgun 762. shield= protect, kalkan; korumak 763. shift= vardiya; rüzgarın yönünü değiştirmesi 764. shipping= gemiler; sipariş alıp gönderme 765. shout= bağırmak 766. shrewd= clever, kurnaz, açık göz 767. sinful= günahkar 768. sink= dibe batmak 769. skilful= becerikli 770. skip= atlamak 771. spy= casus 772. slope= eğim 773. sly= sinsi 774. smooth= yumuşak 775. sneer= dudağını bükmek, küçümsemek 776. soothe= comfort=sakinleştirmek, rahatlatmak 777. sophisticated= karmaşık, girift, 778. spectacle= görülecek şey, 779. sphere= globe=küre 780. spokesperson= sözcü 781. sign language= işaret dili 782. sporadic= intermittent (düzensiz aralıklarla olan) 783. squeeze= sıkmak, ezmek 784. slave= esir, köle 785. staff= personel, çalışanlar kadrosu; kurmay 786. statue= heykel 787. supplier= tedarikçi 788. steady= düzenli, sabit 789. stem from= -den ileri gelmek, doğmak, çıkmak 790. step= adım, basamak 791. stern= sert, müsamahasız 792. specify= belirtmek 793. suspect= şüpheli 794. stiff= katı, sert, kıran kırana 795. stingy= cimri, eli sıkı 796. sincere= samimi, içten 797. stockholder= hissedar 798. straighten= doğrultmak www.yesdil.com -16-
  • 17.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 799. strain= kendini zorlamak, gayret göstermek 800. stray= başıboş, homeless 801. strenuous= yorucu, ağır 802. stretch= germek, esnetmek 803. shroud= kaplamak, gizlemek, gömmek 804. struggle= çabalamak, mücadele etmek 805. stubborn= inatçı dik başlı 806. syntactic= sözdizimsel 807. subsidize= para vermek, desteklemek 808. subtle= ince, narin; zeka işi 809. sibling= kardeş 810. sufficient= yeterli 811. supremacy= üstünlük, egemenlik 812. summary= özet 813. superficial= yüzeysel, üstünkörü 814. superior= daha üstün 815. supplementary= takviye, ek 816. surgeon= cerrah, operator 817. structure= yapı 818. synonym= eş anlamlı 819. surmount= üstesinden gelmek, alt etmek, yenmek 820. surpass= aşmak, üstün olmak 821. superstition= batıl inanç 822. survive= hayatta kalmak; hayatını idame ettirmek 823. superficially= yüzeysel olarak 824. sum up= özetlemek 825. susceptible to= kolay etkilenen, dayanıksız, hassas 826. suspicion= şüphe, zan 827. shower= birşey’e boğmak, yağdırmak 828. sustain= devam ettirmek, korumak 829. swell= şişmek, kabarmak; artmak 830. sturdy= sağlam, dayanıklı 831. symptom= sign semptom, belirti 832. synopsis= summary=özet 833. surplus= fazlalık, arta kalan miktar 834. tackle= çaresine bakmak; üstesinden gelmek 835. talent= yetenek 836. tax= vergi 837. tax-exempt = vergiden muaf 838. tear= yırtmak, gözyaşı 839. tempt= ayartmak, yoldan çıkartmaya çalışmak 840. testimony= tanıklık, ifade 841. temple= ibadethane, şakak 842. thorough= tam, dikkatli eksiz 843. task= iş, görev 844. thoughtful= düşünceli 845. thrifty= tutumlu, idareli 846. take place= olmak, meydana gelmek 847. tiny= küçük, ufacık 848. target= hedeflemek www.yesdil.com -17-
  • 18.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 849. top= üst, zirve 850. torn= yırtık 851. tower= kule 852. trace iz, eser 853. trail= sürüklemek, gezdirmek; izlemek 854. tranquil= sakin, huzurlu 855. transaction= iş görme 856. treachery= ihanet 857. treatment= muamele, davranış; tedavi 858. trial= deneme; duruşma 859. triumph= zafer, başarı 860. trivial= abes, bayağı; cüzi 861. trust= güvenmek, inanmak 862. underestimate= az/düşük olarak tahmin etmek 863. underground= metro, yer altı 864. undermine= baltalamak, çökertmek, temelini çürütmek 865. underrate= hafife almak, küçümsemek 866. unhesitatingly= tereddüt etmeden 867. upstream= akıntının ters yönünde 868. unforeseen= beklenmedik, umulmadık 869. unrest= huzursuzluk, kargaşa 870. union= birlik; sendika 871. unreachable= ulaşılamaz 872. unrequited= karşılık görmeyen, karşılıksız 873. unique = biricik; tek; eşsiz 874. unpardonable= affedilemez 875. uniformity= aynılık, tutarlılık 876. unpleasant = nahoş ; tatsız 877. unwise= akılsızlık, akılsızca 878. unprotected= korunmamış 879. unrehearsed= provasız 880. utterly= tamamen 881. unparalleled= eşsiz, emsalsiz 882. unrestrained= denetimsiz, frenlenmemiş, serbest 883. untold= tarifsiz 884. unwillingly= istemeyerek 885. unwillingness= isteksizlik 886. upgrade= geliştirmek 887. urge= şiddetli arzu, tutku 888. unwary= dikkatsiz, tedbirsiz 889. vacant = boş, açık; dalgın 890. vigorous= kuvvetli, etkin 891. vague= müphem, belirsiz, şüpheli 892. violence= zorbalık, şiddet 893. vanity= pride, kibir, kendini beğenmiş; abes şey, beyhudelik 894. varied= değişik, çeşitli; değişken 895. vast= çok geniş, engin, pek çok 896. versatile= çok yönlü; elinden birden fazla iş gelen 897. vexed= annoyed, bir şeye canı sıkılmak 898. vehemently= şiddetle, hararetli bir şekilde www.yesdil.com -18-
  • 19.
    Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI” 899. victim= kurban 900. victory = triumph, zafer 901. view= görüş, fikir 902. violent= sert, şiddetli, zorlu 903. vital= hayati önemde 904. visual= görsel 905. voluntarily= gönüllü olarak 906. vote= oy vermek 907. viscid= yapışkan 908. vulnerable= saldırı veya tenkide açık / maruz olan 909. wasteful savurgan, müsrif 910. weakness= zayıflık; zaaf 911. wealthy= zengin, varlıklı 912. wheel= tekerlek 913. whip= kamçı; kamçılamak 914. wise= akıllı, akıllıca, mantıklı 915. withdraw= çekmek, çekilmek, ayrılmak 916. wither= solmak, soldurmak, sindirmek 917. witness= şahit 918. worthwhile= yapmaya değer, -e değer 919. wrinkle= buruşmak, kırışmak(cilt) 920. yield (to)= kabul etmek, baş eğmek 921. zap with= ani bir darbeyle öldürmek 922. zenith= doruk, zirve, peak www.yesdil.com -19-