Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
ÜDS SOSYAL KELİMELER
1. abandon= terk etmek, vazgeçmek, bırakmak
2. abate= azaltmak, hızını kesmek
3. abrogate= yürürlükten kaldırmak
4. abruptly= aniden, ani ve nezaketsiz biçimde
5. absent= yok, unavailable
6. absolute tam, mutlak, kesin; tamamen
7. abstract= soyut
8. absurd= saçma, gülünç
9. abundant= bol, çok
10. accessory= tamamlayıc
11. accidentally= kazara, yanlışlıkla
12. accentuate= vurgulamak, emphasize, underline
13. acclaim= bağırarak kendini göstermek
14. accommodate= hizmet etmek, karşılamak
15. accident-prone= kaza yapmaya yatkın
16. accomplish= başarma, tamamlama
17. accompaniment= eşlik etme, tamamlama
18. accord= uzlaşma
19. accordingly= buna gore
20. according to= bir kişiye/şeye göre
21. accountant= muhasebeci
22. accurate= kesin, doğru, yanlışsız
23. accused= sanık
24. accustomed= alışkın, alışılmış, her zamanki
25. achieve= başarma, elde etme
26. acknowledgement= onay, kabul etme, tasdik
27. acute= keskin (düşünce), şiddetli
28. adapt= uyum sağlamak
29. addicted= bağımlı, tiryaki
30. addiction= bağımlılık
31. additional= ilave, ek
32. adequate= yeterli, uygun, elverişli
33. adjust= ayarlamak, uydurmak, uymak
34. adjustable= ayarlanabilir, uyarlanabilir
35. administrate= yönetmek, idare etmek
36. admirable= takdire değer
37. advanced= ilerlemiş, ileri
38. affable= agreeable=rahat, dostça, anlaşılabilir
39. affair= olay, mesele, sorun
40. affectionate= müşfik, sevecen
41. affluent= wealthy, varlıklı
42. agreeable= razı, hoş, iyi
43. aid= yardım
44. aisle= sıralar arası, yol, geçenek
45. alliance= ittifak
46. ally= müttefik, dost
47. allusion= gönderme, dokundurma
48. alter= change
49. ambiguous= müphem, birden fazla anlama gelebilen
www.yesdil.com -1-
2.
Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
50. amend= düzeltme, değiştirme
51. ample= gerektiğinden çok, bol
52. annual= yıllık, yıldönümü
53. anticipate= tahmin etmek, ve ona göre davranmak
54. apparel clothing= kılık kıyafet
55. apparent= açık, apaçık, belirli
56. appetite= desire for food= iştah, arzu
57. apply= başvurmak, müracaat etmek, uygulamak
58. appreciate= takdir etmek
59. apprehension= korku, endişe; anlayış, kavrayış
60. approach= yaklaşım, tarz
61. approval= tasvip, onay; resmi izin
62. argue= tartışma, münakaşa, iddia etme
63. argument= tartışma; sav, iddia
64. article= makale, madde-fıkra; eşya-parça
65. artisan= zanaatçı, esnaf
66. ashamed= utanmak
67. assassinate= suikast yapmak
68. asset= advantage= kıymetli şey, beceri, erdem
69. asset= servet; değerli nitelik
70. astonished= hayret etmek, şaşkın olmak, şaşırmak
71. at once= derhal; aynı anda
72. attack= saldırmak
73. attainment= achievement, başarı, elde etmek, marifet
74. attempt= teşebbüs etmek, denemek
75. attract= cezp etmek, çekmek
76. available= elde edilebilir, müsait
77. avidity= gayret, heves, hırs
78. award= ödül, mükafat
79. back and forth= ileri geri
80. battle= meydan savaşı
81. background= geçmiş, tecrübe, arka plan
82. balance= denge, dengelemek
83. barely= zar zor, zorla
84. base= temel, esas; askeri üs
85. basis= temel, dayanak, öz
86. bear= dayanmak, tahammül etmek
87. beneficial= faydalı
88. benefit= fayda, yarar
89. blame= suç, suçlamak
90. blast= patlama
91. blatantly= gizlemeye gerek görmeden, apaçık bir şekilde
92. blink= gözlerini kırpıştırmak
93. bloom= çiçek açmak
94. blossom= çiçek açmak, canlanmak, gelişmek
95. blunder= gaf, gaf yapmak
96. boost= artırmak, yükseltmek
97. boundary= sınır
98. bound to= zorunlu, kesin, mutlaka
99. border= sınır
www.yesdil.com -2-
3.
Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
100. break off= kırılıp ayrılmak, ilişiğini kesmek; birdenbire durmak
101. break through= cepheyi yarıp geçmek, büyük bir ilerleme, buluş
102. briefly= kısa (biçimde), kısaca (özet olarak)
103. bring down= indirim yapmak, düşürmek
104. briskly= quickly, energetically canlı ve istenilen tarzda; enerjik
105. bruise= berelemek, ezmek; bere, ezik
106. brutality= cruelty=vahşilik
107. budget= bütçe
108. bump= vurma, toslama; şiş, tümsek
109. burglar= (ev, dükkan) soyan hırsız
110. bury= gömmek, defnetmek; gizlemek, örtmek
111. call at= uğramak
112. call off= iptal etmek
113. call on= ziyaret etmek; talep etmek
114. call up= telefon etmek, askere çağırmak
115. cannibalism= yamyamlık, kendi türünü yeme
116. capital punisment= idam cezası
117. caspian sea= hazar denizi
118. candidate= aday, namzet
119. capable= yetenekli
120. captivate= büyüleme, esir etme, cezp etmek
121. carry out= yerine getirmek, gerçekleştirmek
122. cautious= ihtiyatlı, tedbirli
123. cease= sona ermek, durmak
124. chain of events= olaylar zinciri
125. chance= şans, tesadüfen olmak
126. charge= ücret; itham; hamle; şarj
127. charity= sadaka; hayırseverlik, hayır kurumu
128. cheer= neşe, tezahürat
129. chest= sandık, kutu, göğüs
130. chemist= kimyager; eczacı
131. choice= seçenek, alternatif, tercih
132. choir= koro
133. civic= yurttaşlık, vatandaşlık ile ilgili
134. claim= iddia etmek
135. clammy= yapış yapış; soğuk nemli
136. clarify= açıklığa kavuşturmak
137. clear= temizlemek, aklamak, net, berrak
138. clerk= memur, tezgahtar, sekreter
139. cliff= uçurum, sarp kayalık
140. clog= tıkamak, tıkanmak; takunya
141. coherent= tutarlı
142. coast= kıyı
143. coincidence= tesadüf
144. collar= yaka; tasma
145. collide= çarpışma, çarpma
146. combat= savaşmak, mücadele etmek
147. combine= birleşmek, birleştirmek
148. commendable= övgüye değer
149. commerce= ticaret
www.yesdil.com -3-
4.
Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
150. common sense= sağduyu
151. compare= mukayese etmek
152. compensation= bedel, tazminat, telafi
153. compete= yarışmak; rekabet etmek
154. competent= ehil, yetenekli, yetkili
155. competition= yarışma, rekabet, sınama
156. complaint= şikayet etmek
157. complete= tamamlamak; tamamen
158. composed= birleşmiş; bestelenmiş
159. compromise= uzlaşmak
160. comprehend= anlamak, kapsamak, içine almak
161. conceal= gizlemek, saklamak, örtmek
162. concession= taviz, ödün, ayrıcalık, imtiyaz
163. condense= yoğunlaşma; sıvıya dönme
164. confidence= güven, itimat
165. confidence= kendine güven
166. conquer= fethetmek
167. confidential= secret=gizli, sır
168. confirm= teyit etmek, pekiştirme, onaylama, sürekli, müzmin
169. confiscated= seized=haczetmek; istimlak etmek
170. conflict= çelişmek
171. congratulate= tebrik etmek
172. conscientious vicdanlı
173. consequence= netice; önem
174. conserve= koruma muhafaza etme
175. consider= hesaba katmak; göz önünde tutmak; saymak
176. considerably= epeyce, oldukça
177. constant= devamlı, sürekli
178. consist of= müteşekkil olmak, oluşmak
179. consistently= mütemadiyen, devamlı
180. constitute= teşkil etmek, tesis etmek; tayin etmek
181. constitution= anayasa
182. constructive= yapıcı
183. contestant= yarışmacı
184. contentment= tatmin, memnuniyet
185. contribution= katkı
186. convince= ikna etmek
187. consumer= tüketici
188. convenience= uygunluk
189. candidate= aday, namzet
190. capable= yetenekli
191. captivate= büyüleme, esir etme, cezp etmek
192. carry out= yerine getirmek, gerçekleştirmek
193. cautious= ihtiyatlı, tedbirli
194. cease= sona ermek, durmak
195. chance= şans, tesadüfen olmak
196. charge= ücret; itham; hamle; şarj
197. charity= sadaka; hayırseverlik, hayır kurumu
198. cheer= neşe, tezahürat
199. chemist= kimyager; eczacı
www.yesdil.com -4-
5.
Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
200. choice= seçenek, alternatif, tercih
201. choir= koro
202. clammy= yapış yapış; soğuk nemli
203. clarify= açıklamak, açıklık getirmek
204. clear= temizlemek, aklamak, net, berrak
205. clerk= memur, tezgahtar, sekreter
206. cliff= uçurum, sarp kayalık
207. clog= tıkamak, tıkanmak; takunya
208. coast= kıyı
209. coincidence= tesadüf
210. collar= yaka; tasma
211. collide= çarpışma, çarpma
212. combine= birleşmek, birleştirmek
213. commerce= ticaret
214. compare= mukayese etmek
215. compensation= bedel, tazminat, telafi
216. compete= yarışmak; rekabet etmek
217. competent= ehil, yetenekli, yetkili
218. competition= yarışma, rekabet, sınama
219. complaint= şikayet etmek
220. complete= tamamlamak; tamamen
221. composed= birleşmiş; bestelenmiş
222. compromise= uzlaşmak
223. conceal= gizlemek, saklamak, örtmek
224. concession= taviz, ödün, ayrıcalık, imtiyaz
225. condense= yoğunlaşma; sıvıya dönme
226. confidence= güven, itimat
227. confidence= kendine güven
228. confidential= secret=gizli, sır
229. confirm= teyit etmek, pekiştirme, onaylama, sürekli, müzmin
230. confiscated= seized=haczetmek; istimlak etmek
231. conflict= çelişmek
232. congratulate= tebrik etmek
233. conscientious vicdanlı
234. consequence= netice ; önem
235. conserve= koruma muhafaza etme
236. consider= hesaba katmak; göz önünde tutmak; saymak
237. considerably= epeyce, oldukça
238. consist of= müteşekkil olmak, oluşmak
239. consistently= mütemadiyen, devamlı
240. constitute= teşkil etmek, tesis etmek; tayin etmek
241. constitution= anayasa
242. contaminate= kirletmek; zehirlemek, bozmak
243. contented= halinden memnun, mutlu
244. cooperation= işbirliği
245. courteous= nazik, kibar, saygılı
246. coward= korkak
247. creative= yaratıcı
248. crime= suç, cürüm
249. criminal= suçla ilgili; suçlu; cezalı
www.yesdil.com -5-
6.
Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
250. crooked= eğri, çarpık, virajlı, hilekar
251. crop= mahsul
252. cruelty= zulüm, acımasızlık
253. custom= gelene
254. corruption= yolsuzluk, yozlaşma
255. constant= sürekli, devamlı
256. contemporary= çağdaş, güncel, yaşıt
257. contaminate= kirletmek; zehirlemek, bozmak
258. contented= halinden memnun, mutlu
259. cooperation= işbirliği
260. course= gidişat
261. country widw= ülke çapında
262. coverage= haber konusu olma, işlenme
263. courteous= nazik, kibar, saygılı
264. coward= korkak
265. creative= yaratıcı
266. crime= suç, cürüm
267. criminal= suçla ilgili; suçlu; cezalı
268. crooked= eğri, çarpık, virajlı, hilekar
269. crop= mahsul
270. crowd= kalabalık
271. curriculum= müfredat
272. curious= meraklı
273. daily= günlük gazete
274. dabble= su serpme; suyla uğraşmak
275. damage= zarar, zarar vermek
276. deadline= son teslim tarihi
277. dealer= satıcı, tacir
278. decade= on yıl
279. decent= saygın, aklı başında
280. deception= aldatma, hile
281. deceptive= aldatıcı, yanıltıcı
282. decisive= kesin, kararlı
283. deceive= aldatmak
284. decline= gerileme, zayıflama
285. deduce= sonuç çıkarmak
286. deeply= derinden, son derece
287. dedicate= adamak; ithaf etmek
288. defeat= yenme, bozguna uğratmak
289. definition= kesinlik, netlik
290. deficient= eksiz yetersiz, noksan
291. delicate= nazik, hassas, narin
292. delight= sevinç, zevk, haz,
293. denial= inkar, yok sayma
294. deny= inkar etme
295. depict= göstermek, dile getirmek
296. deplore= teessüf etmek, üzülmek
297. dept= borç
298. desperate= ümitsiz; gözü dünmüş
299. despondent= ümitsiz, meyus
www.yesdil.com -6-
7.
Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
300. determine= belirlemek, tespit etmek azimli, kararlı
301. detest= nefret etmek, tiksinmek
302. device= alet, aygıt
303. devote= -e adamak
304. diluted= sulandırılmış, su katılmış
305. diminish= azaltmak, küçültmek, eksiltmek
306. discipline= disiplin
307. discourteous= nezaketsiz, kaba
308. discreet= saygılı, dikkatli ve nazik
309. discretion= basiret, sağduyu, tedbir, ihtiyat
310. discuss= tartışma, münazara etmek
311. disease= hastalık
312. disgraced= gözden düşmüş; itibarsız; yüz karası
313. disgust= iğrenme, tiksinme, midesini bulandırma
314. dishonest= sahtekar
315. disintegrate= parçalamak, bölünmek
316. disposition= eğilim, mizaç, düzen, tertip
317. dispute= tartışma
318. dissolve= çözmek, dağıtmak, yok olmak
319. distinguish= ayırmak, ayırt etmek, seçkin, ünlü, kendine yer edinmiş
320. distrust= güvenmemek
321. ditch= hendek, ark, kanal
322. divert= başka yöne çevirmek; saptırmak
323. divide= bölmek, ayırmak
324. divulge= ifşa etmek, açığa vurmak
325. doubt= şüphe, kuşku
326. drift= sürüklenmek
327. drowsy= sleepy uykulu, uyku veren
328. duplicate= copy= kopyasını yapmak
329. dwindle= giderek azalmak
330. eagerness= şevk, istek, arzu
331. edge= kenar; avantaj
332. efficient= verimli, randımanlı
333. elevation= kaldırma, yükseltme; terfi
334. embark= (on) gemiye binmek; başlamak
335. embarrassment= utanma, mahcubiyet
336. emerge= meydana çıkmak
337. emit= yaymak, çıkarmak
338. employer= iş veren
339. encouraging= teşvik edici, cesaretlendirici
340. endearing= sevdiren
341. enhance= değerini, gücünü, güzelliğini arttırma, süslemek,
342. enlarge= büyütmek, genişlemek
343. enlighten= aydınlatmak
344. enthusiastically= şevkle, hararetle
345. envy= kıskanma, gıpta etme
346. equivocal= ambiguous iki anlama gelebilen
347. espionage= casusluk
348. essential= gerekli
349. examine= tetkik, muayene etmek, sorguya çekmek
www.yesdil.com -7-
8.
Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
350. excessive= aşırı, haddinden fazla
351. exchange= karşılıklı değişmek
352. excuse= mazeret
353. exempt= bağışık; muaf; hariç tutmak
354. exhausted= bitmiş, tükenmiş, yorgun
355. exhibition= sergi
356. existence= varlık
357. exotic= unusual
358. expand= genişle(t)mek, büyümek
359. expedition= yolculuk; sefer
360. explicit= açık, sarih
361. explore= keşif, inceleme gezisi
362. explorer= kaşif seyyah
363. expose= ifşa etmek; ışığa tutmak; korunmasız bırakmak, maruz
bırakmak; teşhir etmek
364. exposure= ifşa; korunmasızlık; poz
365. extensive= büyük, derin, kapsamlı
366. extremely= oldukça fazla
367. fabric= kumaş, doku
368. fact= gerçek, olgu
369. faint= donuk, baygın
370. far= uzak; çok
371. fatigue= yorgun, bitkin; yormak
372. fearsome= dehşetli, korkunç
373. feasible= yapılabilir, mümkün
374. feeble= zayıf, kuvvetsiz
375. fever= ateş, hararet; humma
376. firing= ateşleme; pişirme; işten atma
377. fiscal= mali
378. flawless= kusursuz, defosuz
379. flee from= kaçmak, firar etmek
380. flip= fiske atmak; keçileri kaçırmak; hayran olmak; küstah
381. float= yüzmek, su üstünde kalmak, bir şeyi oluruna bırakmak
382. floor= zemin
383. fluctuate= inip çıkmak
384. flushed= kızarmak, utanmak
385. foggy= sisli
386. fool= aldatmak, şaka yapmak, kandırmak
387. foolishness= aptallık, budalalık
388. forecast= tahmin etmek
389. forestall= erken davranıp önlemek
390. fortunate= şanlı, talihli
391. frank= açık sözlü, içten, samimi
392. frightened= korkmuş
393. fume= pis kokulu gaz, yaymak
394. futile= boşuna, beyhude
395. gain= kazanmak, elde etmek
396. generation= kuşak
397. genuinely= hakikaten, gerçekten
398. giggle= kıkırdamak
www.yesdil.com -8-
9.
Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
399. gist= ana fakir
400. gleeful= neşe dolu
401. globe= küre
402. global= küresel
403. goods= mallar, eşya
404. govern= yönetmek, idare etmek
405. governmental= yönetimle ilgili
406. grasp= anlamak
407. guide= kılavuzluk etmek
408. goal= amaç
409. gorgeous= harika, muhteşem
410. gradual= aşamalı
411. grave= ciddi, vahim
412. gratify= satisfy= hoşnut etmek
413. grip= tutunmak, yakalamak
414. grove active= hareketlenmek, faaliyete geçmek
415. grenade= el bombası
416. grossly= genellikle, büyük ölçüde
417. greed= hırs, açgözlülük
418. halt= mola, durma
419. hamper= hareketini güçleştirmek, engellemek
420. harmful= zararlı
421. harsh= sert, kaba, haşin
422. harvest= hasat, ürün
423. hasten= acele etmek, ettirmek
424. hazardous= tehlikeli, zararlı
425. heat= ısı, ısıtmak
426. heavely= büyük oranda, şiddetli olarak
427. hectic= heyecanlı, telaşlı
428. hence= bu nedenle, bundan dolayı
429. herd= sürü
430. hesitate= tereddüt etmek, çekimsemek
431. hide= saklanmak
432. highway= anayol
433. hijacking= hava korsanlığı
434. hike= uzun yürümek; fiyatını artırmak
435. holding= hisse, mal, toprak kiralama
436. homeless= evsiz
437. honest= samimi, dürüst
438. housing= barınacak yer
439. hug= kucaklamak, sarılmak
440. huge= kocaman, büyük
441. humorous= komik, güldürücü
442. hurl= fırlatmak
443. horrible= korkunç
444. hostile= düşmanca, saldırgan
445. ignore= aldırmamak, bilmezden gelmek
446. impartial= yansız
447. imprecise= kesin olmayan, dikkatsiz, özensiz
448. impression= izlenim, etki
www.yesdil.com -9-
10.
Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
449. impromptu= hazırlıksız, doğaçlama
450. improve= ilerletme, geliştirme
451. in charged= sorumlu, görevli
452. inadvertent= kasıtsız, elde olmayan
453. incidence= oluş sıklığı, meydana gelme oranı
454. incline= eğilme, aşağı eğilme
455. include= kapsamak, içine almak
456. inconsiderate= başkalarını düşünmez, düşüncesiz
457. incredible= inanılmaz
458. incurable= tedavi edilmez, çaresiz
459. indecisive= kararsız, kesin olmayan
460. indication= anlatma, belirti, gösterge
461. indifferent= kayıtsız, umarsız
462. indispensable= vazgeçilmez, zorunlu
463. indistinct= belirsiz, bulanık
464. induce= kandırmak, ikna etmek
465. industrious= çalışkan, gayretli
466. inflammable= kolay tutuşan, parlayıcı
467. influence= etki
468. initial= ilk, başlangıç
469. insignificant= değersiz, önemsiz, belirsiz,
470. insist= ısrar etmek
471. immature= olgunlaşmamış, toy
472. insolent= küstah, terbiyesiz
473. inspire= ilham etmek
474. instructive= öğretici, eğitici
475. insult= hakaret etme, hor görme
476. intensity= güçlülük, yoğunluk
477. intention= niyet
478. ill-treat= kötü davranma
479. ignite= ateşleme, tutuşturma
480. interfere= müdahale etme, çatışma, engelleme
481. illuminating= aydınlatıcı
482. interfere with= yoluna çıkmak, engellemek, karışmak
483. intermittent= kesik kesik, aralıklı
484. intrepid= korkusuz, cesur
485. intricate= complicated= karışık,
486. investigator= dedektif, araştırıcı
487. investment= yatırım, sağlanan gelir
488. insignificant= önemsiz
489. invalid= geçersiz
490. involuntary= istemeyerek yapılan, gönülsüz
491. irrelevant= konu dışı, ilgisiz
492. irresponsible= sorumsuz
493. issue= konu; yayım-baskı
494. item= adet, tane; madde; konu-fıkra
495. inaccurate= yanlış
496. inaccessible= girilemez, ulaşılamaz
497. incidence= olay; tekrar oranı, oluş sıklığı
498. insurer= sigortacı
www.yesdil.com -10-
11.
Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
499. introduction= giriş, önsöz
500. jam= sıkıştırmak, kilitlemek, izdiham
501. jealousy= kıskançlık
502. jelly= jöle, pelte
503. join in= katılmak
504. judge= yargılamak
505. junior= az, küçük
506. junkyard= hurdalık
507. justify= doğrulamak, temize çıkarmak
508. juveniles= gençler
509. landscape= manzara
510. lane= dar yol; şerit
511. law= hukuk, kanun
512. leading= önde olan, kılavuzluk eden
513. leak= sızıntı, çatlak
514. lecture= ders, konferans
515. liability= sorumluluk, yükümlülük
516. limp= topallamak, aksamak
517. lingered= gidememek, ayrılamamak
518. litter= çöp
519. locate= bulunma, bir yerde yerleşmiş olma
520. lofty highy yüce, yüksek, azametli
521. lonely= yalnız, kimsesiz, tenha
522. look up to= respect= hayran olmak, örnek almak
523. luck= şans, talih, uğur
524. lapse= duraklama
525. lay= döşemek, yatırmak
526. lay the foundations=temelini atmak
527. layman= mesleği olmayan kişi
528. lengthy= uzun, uzun uzadıya
529. league= birlik
530. majority= çoğunluk
531. management= idare, yönetim
532. manufacture= imal etmek
533. manuscript= el yazısı
534. means= yol, yöntem, araç
535. meddle= interfere karışmak, burnunu sokmak
536. medicine= tıp, ilaç
537. meditative= thoughtful derin derin düşünen
538. melt= eritmek, yumuşatmak
539. memorize= ezberlemek
540. mend= repair tamir etmek
541. merge= birleşmek, içine katmak
542. messy= dağınık, düzensiz
543. mild= ılımlı, hafif, ılıman
544. misty= sisli, bulanık
545. misuse= suiistimal; yanlış kullanım
546. moderate= ılımlı
547. moist= nemli, ıslak
548. mold= şekil vermek, kalıp
www.yesdil.com -11-
12.
Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
549. monster= canavar
550. mud= çamur; iftira
551. mistrust= güvensizlik
552. modest= alçakgönüllü
553. minor= küçük, önemsiz
554. momentum= hız
555. monetary= parasal
556. mighty= güçlü, kuvvetli
557. mobilize= harekete geçirmek
558. misdirect= yanlış yol göstermek
559. mischief= yaramazlık
560. mummify= mumyalamak
561. mysterious= gizemli, esrarlı
562. myth= söylence, efsane
563. neglect= ihmal etmek
564. negligible= ihmal edilebilir
565. nod= onaylamak, başını sallamak
566. notify= bildirmek, haber vermek
567. notorious= adı çıkmış, kötü şöhretli
568. novelist= romancı
569. nominally= önemsiz, düşük oranda
570. nickname= takma ad
571. non-fiction= kurgusal olmayan, düz yazı
572. no-point= yararı, anlamı yok
573. nomination= adaylık
574. noticeable= belli, fark edilir
575. nuance= nüans, ayrıntı
576. nursery= fidanlık, çocuk yuvası
577. object= itiraz etmek
578. objection= itiraz; sakınca
579. obligation= mecburiyet, zorunluluk
580. obscured= saklı, anlaşılması güç,
581. obsess= aklına takılmak, fikri sabit yapmak
582. obstinate= inatçı
583. obtain= sağlamak, elde etmek
584. obvious= açık, anlaşılır, ortada
585. occasion= fırsat, vesile, önemli gün, özel olay
586. occasional= ara sıra olan, düzensiz
587. occupation= işgal
588. occupy= işgal etmek
589. occur= olmak, meydana gelmek
590. odourless= kokusuz
591. on strike= grevde
592. open-minded= açık fikirli
593. opinion= fikir
594. orchid= orkide
595. outline= ana hat, taslak
596. output= ürün, verim, çıktı
597. outrageous= nefret uyandırıcı, öfkelendirici
598. overactive= çok aktif, hareketli
www.yesdil.com -12-
13.
Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
599. overburdened= sıkıntılı
600. overdue= vadesi geçmiş, gecikmiş
601. overemphatic= fazla vurgulu, çok fazla çarpıcı
602. overseas= deniz aşırı
603. oversimplify= aşırı basitleştirme
604. overturn= devirmek, tepe üstü getirmek
605. owing to= sayesinde; yüzünden dolayı
606. on trial= denem safhasında
607. pace= adım, hız
608. pain= acı, sızı, ağrı
609. pale= solgun
610. participate= iştirak etmek
611. partner= ortak
612. passageway= pasaj, geçit
613. pay attention to= dikkatini vermek
614. peculiarity= özellik;-e özgü olma; tuhaflık
615. percent= yüzde
616. personality= şahsiyet
617. pessimistic= kötümser
618. phony= sahte, düzmece
619. pick up= toplama, devşirme
620. plentiful= bol; bereketli
621. plunge= dalma, fırlama
622. poetic= şiirsel
623. point of view= bakış açısı
624. predominate= üstün olmak, hakim olmak
625. policy= politika; davranış biçimi
626. polish= cilalamak, boyamak
627. provision= sağlama, tedarik
628. poll= oylama, anket
629. pollute= kirletmek
630. prey= av
631. postpone= ertelemek
632. praised= övmek
633. precaution= tedbir, önlem
634. precisely= tam olarak; kesinlikle
635. prediction= tahmin
636. premium= sigorta primi; ödül, prim
637. presume= varsaymak
638. pretext= bahane
639. purchase= satın almak
640. prevent= engellemek, korumak
641. pertain= ait olmak, ilgili olmak
642. press conference= basın toplantısı
643. preview= ilk gösterim
644. previous= önceki, sabık
645. perplexed= kafası karışmış
646. pride= gurur, iftihar
647. prior to= öncelikli, daha önemli
648. per head= adam başı
www.yesdil.com -13-
14.
Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
649. persist= ısrar etmek
650. private= özel; şahsa ait
651. prodigious= huge, şaşılacak, müthiş, kocaman
652. prolific= çok eser veren
653. persuade= ikna etmek
654. profound= tam, eksiksiz, derin; bilgili; etkileyici
655. promote= terfi ettirmek
656. promotion= terfi
657. propose= önerme, niyet etme, evlilik teklifi
658. prospects= başarı şansı
659. prove= kanıtlamak; çıkmak
660. primitive= ilkel
661. punctual= dakik
662. punctuality= being on time
663. purify= temizlemek, arındırmak, saflaştırmak
664. pursue= peşine düşmek, izini sürmek
665. put off= elbisesini çıkartmak
666. petition= dilekçe vermek, başvurmak
667. pervade= istila etmek
668. quarter= çeyrek; bölge, semt; askeri kışla
669. quartet= dörtlü
670. qualified enough= yeterince vasıflı
671. queue= sıra, kuyruk, waiting line
672. quit= bırakmak, vazgeçmek
673. raise= yukarı kaldırmak; artırmak; çocuk yetiştirmek
674. rate= oran
675. readily= easily=kolayca, seve seve
676. readily= isteyerek, gönülden
677. recast= yeniden çıkarmak, değiştirmek
678. recent= yakında olmuş
679. recession= gerileme, durgunluk, azalma
680. reckless= aldırışsız, kayıtsız
681. reckon= hesaplamak, tahmin etmek
682. recover= iyileşmek, yeniden elde etmek
683. recruit= üye yapmak; işe almak
684. refrain from= kendini tutma, sakınma
685. refugee= mülteci
686. refute= yalanlamak, çürütmek
687. regarded as= gibi görülmek, kabul edilmek
688. region= bölge
689. rejection= ret
690. relent= yumuşama, gevşeme, merhamete gelme
691. relentless= amansız; acımasız, merhametsiz
692. reliance= geven, itimat
693. relief= ferahlama, kurtarma- takviye-; nöbet kişileri
694. relieve= hafiflemek, rahatlamak
695. reluctant= isteksiz, tereddütlü
696. reluctantly= gönülsüzce
697. remark= söz söyleme; fark etme
698. remarkable= dikkate, sözü edilmeye değer
www.yesdil.com -14-
15.
Eskişehir YESDİL -ÜDS SOSYAL KELİMELERİ- “Eskişehir’in ÜDS MARKASI”
699. remove= çıkarmak, temizlemek, alıp götürmek
700. renovation= yenileme, tecdit, onarım
701. represent= temsil etme
702. replace= yerine yenisini koymak, değiştirmek
703. reprimand= azar, paylama
704. reprove= azarlama, paylama
705. reputation= ün, itibar
706. require= gerektirmek; istemek
707. reservation= yer ayırtma; şart; ihtiyat
708. resign= istifa etmek, ayrılmak
709. resignation= istifa; kabullenme
710. resonance= tınlama
711. respect= saygı, hürmet
712. restored= onarılmış; iyileşmiş; işine iade edilmiş
713. restraint= zapt etme, sınırlama, hakim olma
714. restriction= sınırlama
715. resultant= sonucunda ortaya çıkan
716. reveal= açığa çıkarma,
717. revere= saymak, saygı göstermek
718. revise= gözden geçirmek
719. revive= yeniden canlandırmak
720. reward= ödül
721. ridiculous= absurd, saçma
722. rim= edge, kenar
723. rival= rakip
724. rot= çürüme, çürük ; zırva
725. rub= ovma, ovalama
726. rugged= zor, kaba, yontulmamış, pürüzlü
727. rule out= reject
728. runaway= kaçak
729. rush= aceleyle koşmak, hücum etmek
730. racial discrimination=ırk ayrımcılığı
731. race= ırk, yarış
732. reduced= indirgenmiş, azaltılmış
733. release= salmak, serbest bırakmak, piyasaya sürmek
734. relevant= konuyla ilgili
735. restless= hiç durmayan, huzursuz
736. retention= alıkoyma, tutma
737. rhetorical= söz sanatıyla ilgili
738. revenue= gelir, kazanç
739. scattered= dağınık
740. scheme= plan, tasarı
741. scholarly= çok derin, bilgili, bilimsel
742. scholarship= burs=irfan, ilim
743. school board= okul yönetimi
744. scold= azarlama, paylama
745. scorch= yakmak, kavurmak; acı sözlerle incitmek
746. scratch= tırmalamak, kazımak, kaşınmak
747. sealed= mühürlü
748. seam= dikiş yeri, bağlantı yeri
www.yesdil.com -15-